header image
Anasayfa
Matematiksel Bilgi Matematiksel Bilgi
Matematiksel Teknoloji Matematiksel Teknoloji
Matematiksel Sanat Matematiksel Sanat
Matematik Kültürü Matematik Kültürü
Matematikle EÄŸlence Matematikle EÄŸlence
Ä°letiÅŸim
Site içi arama
ZİYARETÇİLERİMİZ
Çevrimiçi 6 ziyaretçi
BIr CIft soz
Iyi anlasildiginda matematigin yalniz dogrulugu degil, ustun bir guzelligi de icerdigi gorulur. yaradilisimizdaki zaaflari oksamaktan,resim ve muzigin abartili cekiciliginden uzak, bir heykel kadar soguk ve yalin, yalnizca buyuk sanatta buldugumuz yetkin,katiksiz bir guzelliktir bu. Yuceligin denek tasi olan gercek ruhsal erinc ve doygunluga, insandan daha fazla olma duygusuna,siirde oldugu kadar matematikte de erisebiliriz. RUSSELL (1872-1970)
Matematik Alimleri arrow Leibniz (1646 - 1716)
Leibniz (1646 - 1716) Yazdır E-Posta
İçerik İndeksi
Leibniz (1646 - 1716)
Sayfa 2
 

Çünkü, bunlar araÅŸtırmak için araÅŸtırıcı bir ordunun sabırlı bir çalışması gereklidir. Bu eserler ve fikirler o kadar çoktur ki, yayınlanmış veya yayınlanmamış fikirlerin yalnız bir tek kafadan çıktığına bile inanmak zordur. Bu kadar eseri düÅŸünüp yazan kafa frenelog ve anatomistlerin dikkatini çekmiÅŸtir. Bir söylentiye göre, Leibniz'in kafasını mezardan çıkarıp ölçmüÅŸler, incelemiÅŸler ve normal bir adamın kafasından pek küçük olduÄŸunu görmüÅŸlerdir. Gerçekten de, saÄŸlığında da kafasının ölçüleri fazla büyük deÄŸildi. Bu kadar küçük kafalı olup da sürekli okuyan, düÅŸünen ve yazan bir kimse dünyaya az gelmiÅŸtir.

1666 yılında olasılıklar kuramına baÅŸladı. Bu sıralarda öÄŸrenciydi. OkuduÄŸu her alanda olduÄŸu gibi, bu sahada da eser veriyordu. Matematik, Leibniz'in parlak zekasının fışkırdığı bir sahadır. Bundan baÅŸka, hukuk, din, siyaset, tarih, edebiyat, mantık, metafizik ve kuramsal felsefe konularında sayısız eser bırakmıştır. Bundan dolayı kendisine evrensel deha denmektedir.

Onun evrensel bir deha oluÅŸu, diferansiyel ve integral hesaptaki sürekliliÄŸi, olasılıklar kuramında ise süreksizliÄŸi analize sokmasındadır. Zaten Newton'la ayrıldığı nokta da olasılıklar kuramıdır. Verimsiz gibi görünen soyut olasılıklar kuramının öncüsü Leibniz'dir. DoÄŸru düÅŸünme dediÄŸimiz mantık anatomisinin ve fikirlerin kanunlarının bir olasılık analizi olduÄŸunu görebilmiÅŸtir.


          Newton'da, yüzyılının matematik düÅŸünme yöntemi belirli bir ÅŸekil ve varlık halini almıştır. Cavalieri (1598-1647), Fermat (1601-1665), Wallis (1616-1703), Barrow (1630 -1677) ve baÅŸkalarının çalışmalarından sonra, diferansiyel ve integral hesabın oluÅŸturulmasından kaçınılmazdı. Matematik bu olgunluÄŸa gelmiÅŸti. Archimedes'ten bu yana da 2000 yıllık bir gecikme de olmuÅŸtu. Ä°ÅŸte Leibniz, Newton gibi sonsuz küçükler hesabını billurlaÅŸtırdı. Leibniz, zamanının düÅŸünme ÅŸeklini ifade eden bir araçtan çok daha büyük bir varlıktı. Matematikte Newton bu dereceye varamadı. Leibniz, matematik ve mantık alanında çağının iki yüzyıl ilerisindeydi. Diferansiyelin geometrik bir yorumunu verdi.

Bu, matematiÄŸe en büyük hizmetti. Süreklilik ve süreksizlik ya da analitik veya olasılıklar gibi matematik düÅŸüncenin iki karşıt alanında fikir yürütmüÅŸ bir kimseye ne Leibniz'den önce ve ne de Leibniz'den sonra matematik tarihinde rastgelinememiÅŸtir. Leibniz'in olasılıklar kuramındaki çalışmaları onun yaÅŸamı sürecinde deÄŸerlendirilememiÅŸtir. Hatta bir yerde taktir de edilememiÅŸtir. Ancak, on dokuzuncu yüzyılda Boole'un çalışmalarından sonra deÄŸer kazanarak yerini almıştır.Yirminci yüzyılda Whitehead ve Russell'ın çalışmaları, Leibniz'in evrensel bir gösterim hakkındaki hayalinin kısmen gerçekleÅŸtirilmesi olmuÅŸtur.

Ä°ÅŸte, ancak o devirde Leibniz'in tam istediÄŸi üstünlükte, ilmi ve matematik düÅŸünme biçimi için, matematiÄŸin olasılılıklar tarafının yüksek önemi gözüktü. Bugün, Leibniz'in olasılıklar yöntemi, gösterim mantığı ve geliÅŸmelerinde meydana çıkarıldığı biçimde analiz için, analizin kendisi kadar önemlidir. O zaman, Leibniz ve Newton analizi bugünkü karışıklığın yoluna koymuÅŸlardı. Çünkü, gösterim yöntemi, matematik analizi Zeno'dan beri temellerinden sarsan çeliÅŸkilerden ayırabilmek için biricik genel hal çaresini verir.


          Leibniz, olasılıklar kuramı için Fermat ve Pascal'ın çalışmalarını da okumuÅŸtu. Onların bu yöndeki çalışmalarını daha da ileri götürmeyi düÅŸünüyordu. Fakat, diferansiyel ve integral hesap daha çekiciydi. Bu hesabın geliÅŸmesi ve uygulamaları on sekizinci yüzyıldaki matematikçileri de inanılmaz bir biçimde kendisine çekmiÅŸtir. Sonra, 1910 yılına kadar bugünkü fikirleri kabul etmeyen bazı kimseler hariç, onun olasılıklar analizi kimse tarafından bilinmedi.

Leibniz'in gösterime baÄŸlı düÅŸünme fikri ancak Whitehead ve Russell'ın Principia Mathematica'larıyla gerçekleÅŸti. 1910 yılından sonra, Leibniz'in bu programı, modern matematiÄŸin en fazla ilgiyi çeken noktalardan biri oldu. Bugün bile bu konuda oldukça ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Her doÄŸru düÅŸünmeyi bir gösterimle ifade etme fikrini Leibniz tek başına da yapmamıştır. Zaten bu proje daha yapılmamıştır.

Leibniz tüm bunları düÅŸünmüÅŸ ve bu alanda cesaret verici bir giriÅŸimde bulunmuÅŸtur. Fakat, deÄŸersiz ÅŸan ve gereksiz ünden çok, parasal olanaklar elde etmek için, küçük prenslerine karşı olan baÄŸlılığı fikrinin evrenselliÄŸine ve son yıllarını dolduran tartışmalar, Newton'un Principia'sına benzer bir ÅŸaheser yaratmasına engel oldu. Leibniz'in baÅŸardıklarını kısaca gözden geçirirken içinde birinci derecede bir matematikçi yeteneÄŸinden çok daha fazla bir varlık sarf edilen bu para düÅŸkünlüÄŸünün derin izlerini göreceÄŸiz.

Newton hakkı olmayarak halkın kendisine ÅŸöhret verilmesini isteyen bir tutumu vardı. Gauss ise, fikirce kendisinden aÅŸağıda olan insanların dikkatini çekmek için büyük eserinden uzaklaÅŸması tutumunu sürdürmüÅŸtü. Tüm büyük matematikçiler arasında böyle zayıf tarafları görülmeyen tek matematikçi, Archimedes'ti. O, birçok kimsenin eriÅŸmek istediÄŸi aristokrat gibi yüksek bir zümrenin çocuÄŸuydu ve bu nedenle de oldukça alçak gönüllüydü. Leibniz'e gelince, kendini kullanan aristokratlardan bol bol para alıyordu.

Bu ÅŸekildeki para kazanmalar Leibniz'in matematiÄŸinin daha çok ilerlemesine bir engeldi. Gauss'un söylediÄŸi gibi, Leibniz, matematik bilgisinin çoÄŸunu boÅŸ yere israf etmiÅŸtir. Her ne olursa olsun, Leibniz bir deÄŸil birçok hayat yaÅŸamıştır. Sadece diplomatik alanda yaptığı iÅŸler, bir insanın hayatını doldurmaya yeter. Åžüphesiz, bu çok yönlü yaÅŸamın sonu gelmedi. EÄŸer onun eÄŸildiÄŸi her konuda verdiÄŸi eserleri toplayacak büyük adamlar olsaydı, bugünkü ilim ve özellikle matematik tarihi bambaÅŸka olurdu.

Bunun yerine, yirmi yaşında Mainz Elektörü için bir hukuk danışmanı ve hatırı sayılır bir ticaret memuru oldu. 1672 yılına kadar, modern matematik hakkında çok az ÅŸey biliniyordu. Yirmi altı yaşına gelince, Paris'te fizikçi Christian Huygens'e (1629 -1695) rastladı. Saatler kuramı ve ışığın dalga kuramının kurucusu olan Huygens aynı zamanda iyi bir matematikçiydi. Leibniz'e sarkaç üzerinde yaptığı çalışmaları gösterdi. Huygens'in kendisine dersler vermesini istedi ve onun bu isteÄŸi Huygens tarafından kabul edildi. DoÄŸuÅŸtan bir matematikçi olan Leibniz'in dehası, Huygens'in verdiÄŸi dersler altında parlamaya baÅŸladı. 1673 yılının ocak ayından Mart ayına kadar Ä°ngiltere'ye yaptığı seyahatler süresince derslere ara verildi. Ä°ngiliz matematikçilerinin bazılarına yaptığı çalışmaları gösterdi. Böylece onlarla tanıştı.


          Leibniz, Londra'da kaldığı süre içinde Royal Society'nin toplantılarına katıldı. Orada, kendisinin yaptığı hesap makinesini ve diÄŸer keÅŸiflerini sundu. 1673 yılında Royal Society'nin ilk yabancı üyesi oldu. Buna karşın, Newton da, 1700 yılında Paris'teki Ä°limler Akademisinin ilk yabancı üyesi seçildi. Londra'ya dönünce, Huygens ona matematik çalışmalarına devam etmesini öÄŸütledi; 1675 yılında diferansiyel hesabın bazı basit formüllerini çıkarmış, yine kendi sözüne göre, temel teoremi keÅŸfetmiÅŸti.

Fakat bu teorem ancak 11 Temmuz 1677 yılından önce yayınlanmadı. Newton da eserini Leibniz'in eseri yayınlandıktan sonra yayınladı. Leibniz, 1682 yılında kurduÄŸu ve baÅŸ yazarlığını yaptığı Acta Eruditorum'da imzasız yazdığı bir yazı ile Newton'un sert bir eleÅŸtirisini yapınca kıyametler koptu ve aralarındaki tartışma ciddi boyutlara ulaÅŸtı. 1677 ile 1704 yılları arasında, Leibniz'in yaptığı çalışmalar tüm Avrupa'da yayıldı. Özellikle, Ä°sviçre'li Jacques ve Jean Bernoulli'nin bu matematiÄŸin yayılmasında çok fazla yararları oldu. Halbuki, Ä°ngiliz'ler Newton'un çalışmalarını devam ettirmediler. Bu nedenle de Ä°ngiltere'den uzun yıllar matematikçi çıkmadı.


          Leibniz'in son kırk yılı, aÅŸağı yukarı Brunswick ailesine hizmetle geçti. Bu aile için bir arÅŸivci, soylarını çıkaran bir tarihçi olarak çalışıyordu. Efendilerinin çıkarları için eski evrakları çıkarıyor ve yerine göre de ustaca tarihi gerçekleri saptırmak için silinti ve kazıntı bile yapıyordu. 1687 ile 1690 yılları arasında tarihi araÅŸtırmalar yapmak amacıyla tüm Almanya'yı, Avusturya'yı ve Ä°talya'yı gezdi.


          Ä°talya'da bulunduÄŸu sırada Roma'yı ziyaret etti. Papa tarafından Vatikan'ın kütüphanecilik görevini almaya davet edildi. KoÅŸullardan ilki Katolik olması ile ilgili olduÄŸundan, bu görevi Leibniz kabul etmeyerek geri çevirdi. Bir ara Katoliklerle Protestanları barıştırmak için 1683 yılında Hannover'de toplanıldı. Fakat bir barış saÄŸlanamadı.

Leibniz'in bu ve bundan sonraki barıştırma ve birleÅŸtirme çalışmaları da sonuç vermedi. 1688 yılında Katoliklerle Protestanlar arasında Ä°ngiltere'de kanlı çarpışmalar oldu. Her iki tarafın karşılıklı suçlamaları ve kötülemeleri altında bu mezhep kavgaları sürüp gitti. Bu kavgalardan zarar gören birçok matematikçi de vardır.


          Leibniz'in uÄŸraÅŸtığı konuların tam bir listesini vermek olanaksızdır. Ä°ktisat, filoloji, devletler hukuku, maden ocakları yapımı, teoloji, sayısız akademinin kurulması ve geliÅŸtirilmesi gibi her ÅŸeye el atmıştır. Onun en az baÅŸarılı olduÄŸu saha mekanik ve fizikti. En önemli eserleri içinde birçok akademiyi kurması ve onları çalıştırması sayılabilir.
          Altmış sekiz yaşına doÄŸru iyice Çöktü. Eski zekası kalmadı. Sanki bir gölge haline gelmiÅŸti. Hastaydı. Çok çabuk ihtiyarlıyordu. Tüm hayatınca prenslere hizmet etmiÅŸ olan Leibniz, bu hizmetlerin karşılığını görüyordu. Tartışmalardan bıkmış ve kendisi de çökmüÅŸtü. Daha önce hizmetini yürüttüÄŸü George Louis, onu kabul etmiyor ve Hannover kütüphanesine gidip ünlü Brunswick ailesinin yanına dönmesini öÄŸütlüyordu.

Üç yüz yıllık bir tarih zamanını inceledikten sonra bu tarihi 1005 yılından öteye götüremedi. Tarihte diplomatça bazı deÄŸiÅŸtirmeler de yapmıştır. Bu da onun saygınlığına biraz gölge düÅŸürmüÅŸtür. Leibniz'in bu el yazmalarını da tam olarak inceleyecek kimse çıkmamıştır.


          Bu kadar çok yönlü olan Leibniz, yetmiÅŸ yaşına gelince, 14 Kasım 1716 günü Hannover'de öldü. Bizde, matematiÄŸe yaptığı sayısız hizmetleriyle yaÅŸamaktadır.
 

 

 



<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°