mm arrow Matematik makaleleri arrow MüthiÅŸ bilmece
MüthiÅŸ bilmece Yazdır E-Posta
İçerik İndeksi
Müthiş bilmece
Sayfa 2
 

Yani varlık âlemini, kâinatı aşıp; maddeden sıyrılıp hayalîmizi,  kâinatın baÅŸlangıcına göndere­lim. Fakat hiç bir ÅŸeyin henüz ÅŸekillenme­miÅŸ olduÄŸu, belki karmakarışık bir atomlar hamuru hâlinde olduÄŸu bir zaman ve me­kâna gidiyoruz. Giderken bu âlemden edin­diÄŸimiz malumatı ve tecrübeleri götürmemiz gerekir. Çünkü o bilgileri kâinat oluÅŸtuktan sonra edindik. Åžu andaki ha­yatın akışı bizi pek fazla düÅŸündürmüyor. Mahlûkatın görüp iÅŸitmesi, yemesi, çoÄŸal­ması, güneÅŸin doÄŸup batması, mevsimlerin ve gece gündüzün dönüp deÄŸiÅŸmesi... Bunlar normal ÅŸeyler...

Fakat iÅŸte hayalîmiz sıfır noktasına vardı. Âlem ve varlık diye bir ÅŸey yok.. Maddenin hamuru ile baÅŸ baÅŸayız. Bu atom­ların birleÅŸmesi, intizam içinde tek tek var­lıkları meydana getirmesi, iÅŸlerin munta­zam gidip hiç bir aksama olmadan âle­min zerreden sistemlere kadar ve içindeki “mikro”dan “makro”ya canlı âlemlerinin oluÅŸması lazım. Ama dikkat edin;

Varlıklar olmadığı gibi, onlar hakkında bir bilgimiz, bir hissimiz ve bir düÅŸüncemiz de yok. Çünkü onlar daha oluÅŸmadı ki bilebilelim. “Bu yaratıklar iÅŸitici olsun.” diye­meyiz; hiç bir ses, nefes yok. “Görsün” di­yemeyiz; ışık yok. Görmek ne demek bile­meyiz; kanunlar, prensipler bizce meçhul. Bu muamma karşısında hayalîn dizleri­nin dermanı kesilip  secdeye yuvarlanıyor ve sesi-soluÄŸu tükeninceye ka­dar haykırıyor:

“Hayır... Hiç bir ÅŸey yok deÄŸil... Sen, varsın... Bütün varlığın üzerin­de mevcutların çok ötesinde Sen, sonsuz ilim ve kudretinle mevcutsun. Ancak sen bu muammayı çözersin. “Kün” yani “Ol!” demen yeter. Çünkü bunun çözülmesi için sonsuz bir irade sahibi, nihayetsiz bir ilim ve aklın alamayacağı bir tercih gücü lâzım geliyor.” Zira bu meseleyi tesadüfün eline bırakmak demek elsiz-gözsüz bir dalgıca sonsuz bir denizde bir kum tanesi arat­mak demektir. Çünkü bütün tabii kanunlar birbirini netice verecek ÅŸekilde iÅŸliyor.

Bir bütünün parçalarını toplayacak yönde ilerli­yor. Bu iÅŸleyiÅŸin herhangi bir noktasına müdahale edebilmek için bütün kanunları ve hepsinin çıkış noktalan ile nihâi hedef­lerini bilmek lâzım geliyor.

Bulmacanın bu tarafından bu Newton’un yerçekimi kanu­nu, bu ArÅŸimet’in kaldırma kanunu, bu da Kepler prensibi demek kolay bir izah tarzı. Fakat ne Newton, ne ArÅŸimet, ne Kepler, ne de diÄŸerleri o kanunları koymadılar. Mahlûklarda göz olsun diyebilecek birinin evvela gören biri olması lazım. Sonra ışığın ve onun bütün yansıma, kırılma kanunları­nın irade ve idare edicisi, maddelerin ve on­lardaki ÅŸeffaflık, anti ÅŸeffaflık özellikleri­nin yaratıcısı olması lazım. Bizim gözümü­ze bir gözlük yapan gözlükçü, elbette gözü­müzü bilir ve görür, yakıştırır ve yapar. Ya başımıza göz yapan usta?

Bunun gibi iÅŸitme, tad, koku, sevme, nefret etme, heyecan, korku duyma gibi hassalar kıyas edilince bunların tek tek ya­pılması için gerekli olan ilim ve tercih edi­cilik gücü düÅŸünülürse yaratılışın sim anla­ÅŸÄ±lır hale gelebilir.

GirdiÄŸi bir maÄŸazada alacağı eÅŸya­nın renk ve tipinin seçme mevzuunda bi­le kafa yoran, üstelik de mahlûkların en akıllı ve iradelisi olduÄŸu kabul edilen in­san, bilmem ki bu meseleye nasıl lâkayt­lıkla bakabiliyor?

Bilal Ok



<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°