Kediler ve Ä°nsanlar' (13 Mart 2002) baÅŸlıklı yazımla istemeyerek, hatta farkında dahi olmadan hayvanseverleri kızdırmışım, üzmüÅŸüm. Adanalı DoÄŸayı ve Hayvanları Koruma DerneÄŸi üyeleri adına Nesrin Çıtırık hanımın deyiÅŸiyle 'hayal kırıklığına' uÄŸratmışım. 

Söz konusu yazı, BBG evindeki kedinin ölümünün basında gereÄŸinden fazla büyütülmesi ile baÅŸlayıp, banka soyguncularının ölümüne geçiyor, bir kısım medyanın kedi ölümlerini büyütürken, iki soyguncunun ölümünü küçültmeye çalıştığını ileri sürüyordu.

Bu arada bir genel yayın yönetmeninin de eski maliye bakanlarından birinden ana-avrat küfrederek kredi istediÄŸi eski bir olaydan söz ediyordu.

Sayın Çıtırık bu köÅŸeye bütünüyle alamadığım çok uzun açıklamasında özetle:

'Bu yaptığınız elmayı, mangal kömürünü ve çikolatayı bir sepete koyup aynı cinsten maddeler olarak saymak kadar yanlış ve ilgisiz..' dedikten sonra, benim adını vermediÄŸim genel yayın yönetmeninin adını kullanarak

'Yeni yetme sanatçıların durduk yerde Hülya AvÅŸar'a sataÅŸarak gündeme oturup ÅŸöhret olmaya çalışmalarına benziyor' ifadesiyle beni, mesleÄŸimin son demlerinde yeni yetme sanatçılara benzetiyor.



Açıklama hakkına saygı gereÄŸi okurumun sözüne 'benzetmede hata olmaz' demekle yetineyim ve esas konuya geçeyim:

Sayın Çıtırık, elma, mangal kömürü ve çikolatanın bir arada sayılmasının mantıksızlığı konusunda haklı olmakla beraber, ne yazık ki, hayat bir matematik problemi deÄŸil!

Bazen ayrı ayrı ÅŸeyler aynı sepet içinde bir araya gelebiliyor. Elbette bakmasını ve görmesini bilenler için..

ÖrneÄŸin benim yazımda sözü edilen konu 'kediler' deÄŸildi.

Benim asıl üzerinde durduÄŸum, kediyi gösteren (baÅŸka bir deyiÅŸle 'kuÅŸu gösteren') bir kısım medyanın malı nasıl götürdüÄŸü idi.



O yüzden kediler, soyguncular ve telefon konuÅŸmaları bir matematik probleminde toplanıp çıkarılamasalar bile, gerçek yaÅŸamda bazen toplanıp, bazen çıkarılabiliyorlardı.

Nesrin Çıtırık hanım ÅŸunları yazıyor:

'Ölen minik kediyi gözardı eden zihniyet, emekli kuyruÄŸunda ölen yaÅŸlılarını da, köprüaltında soÄŸuktan donan çocuklarını da, hastane kapılarında en sefil biçimde süründürülen insanları da, ucuz belediye ekmeÄŸi için sabahın saat beÅŸlerinde büfelerin önünde birikmiÅŸ kalabalığı da gözardı eden zihniyettir.'

KeÅŸke bu güzel satırlar aynı zamanda doÄŸru olsalardı..

Çünkü sözü edilen olaylar basında asla gözardı edilmez. Minik kedi olayları da gözardı edilmemiÅŸ, tersine gereÄŸinden fazla büyütülmüÅŸtür. Haberleri gereÄŸinden fazla büyüterek halkın gözünü baÅŸka taraflara çevirenler, telefonla iÅŸ bitirirler.

Bu türden açıklamalar doÄŸrusu beni de üzüyor ve hayal kırıklığına uÄŸratıyor.

- Acaba anlaşılması bu kadar zor şeyler mi yazıyorum ben? duygusuna sevkediyor.

15 Mart 2002

Kaynak: AkÅŸam