Geometri makaleleri arrow EÄŸitim makaleleri arrow Ã–ÄŸrenmeyi Öğrenmek
Öğrenmeyi Öğrenmek Yazdır E-Posta
İçerik İndeksi
Öğrenmeyi Öğrenmek
Algılama ve ogrenme metotları

ÖÄŸrenme; okuyarak yahut yaÅŸayarak, ÅŸuurlu veya ÅŸuursuzca, kendi kendine veya baÅŸkalarından elde edilen bilgi, duygu, kiÅŸinin davranış ve düÅŸüncesinde kısa veya uzun süre kalıcı nitelikte deÄŸiÅŸiklik meydana getirmesidir. Kısaca belirtmek gerekirse; öÄŸrenme, insanın doÄŸumundan ölümüne kadar geçen sürede edindiÄŸi tecrübe ve bilgidir. ÖÄŸrenilen her yeni bilgi, insanın insanî yönünü geliÅŸtirmelidir.

Ä°nsan, öÄŸrendikleriyle diÄŸer varlıklardan ayrılır ve insan olma merdivenine ancak öÄŸrendikleriyle tırmanabilir. Yüce Yaratıcı, insana Alak suresinde, "Yaratan Rabb'inin adıyla oku." diyerek insan için gerçek hayatın, ilim öÄŸrenmek olduÄŸunu belirtmiÅŸtir. ÖÄŸrenmeyi ve ilim sahibi olmayı ihmal edenler, insan olmanın temel vasfını kaybetmiÅŸ sayılır. Zira insanın yaratılışının gâyesi, görüp bilmek ve öÄŸrendiklerini baÅŸkalarına öÄŸretmekten öte bir ÅŸey deÄŸildir. Yaratılmış olan insan sadece öÄŸrenmekle mükellef kılınmamış, aynı zamanda öÄŸrendiklerini öÄŸretmekle de yükümlü tutulmuÅŸtur. Peygamber Efendimiz (sas), insanın bu yanını: "Sadakanın en üstünü, kiÅŸinin bir ilim öÄŸrenip sonra da onu Müslüman kardeÅŸine öÄŸretmesidir." diyerek dile getirmiÅŸtir.

Dünyada varlıkların ilk izleri görülmeye baÅŸladığından beri, davranışlarını geliÅŸtiren ve medeniyetler kurabilen tek varlık insandır. Hayvanlar veya bitkiler yüzyıllar geçmesine raÄŸmen, hâlâ eskisi gibi yaÅŸamaya devam etmektedir. Ä°nsan sahip olduÄŸu ilimle farkını ortaya koyar. Ancak, bilgi sahibi olmak, insanın ilim öÄŸrenmesinin yegâne gâyesi deÄŸildir. Ä°lim sahibi olmanın temel gâyesi, sahip olunan bilginin insanoÄŸluna mürÅŸit ve rehber olması ve öÄŸrenilen bilgilerle, insanî kemâlâta giden yolların aydınlığa kavuÅŸturulmasıdır. Ä°nsanı insan olma ÅŸuuruna yaklaÅŸtırmayan bir ilim, sahibinin sırtında bir yük; insanı ulvî hedeflere yöneltmeyen bilgiler de, iÅŸe yaramayan birer aldatmacadır.

Günümüzde ilim baÅŸ döndürücü bir ÅŸekilde geliÅŸmekte. Bir gün önce öÄŸrendiklerimiz, bir gün sonra yeterli gelmemekte. Her geçen gün mikro-âlemden makro-âleme kadar geniÅŸ bir sahada, birçok yeni bilgi ortaya konmakta ve varlığa ait karanlık noktalar insan için günbegün daha büyük bir hızla aydınlanmaktadır. Ä°lmin ve geliÅŸmenin dışında kalan insan yavaÅŸ yavaÅŸ insan olma farkını yitirmekte, yaratılış gâyesinden uzaklaÅŸmaktadır. Nitekim bu hususta Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed (sas), "Bir günü bir gününe eÅŸit olan bizden deÄŸildir." buyurmaktadır.

Bilgi çağında yaÅŸayan biz insanlar için öÄŸrenme her geçen gün önemini daha da artırmaktadır. ÖÄŸrenmemiz gereken bilginin çokluÄŸu, buna karşı öÄŸrenmeye ayrılan zamanın azlığı iÅŸimizi daha da zorlaÅŸtırmaktadır. Dünya, bilginin hızla üretildiÄŸi ve aynı hızda tüketildiÄŸi bir yapıya bürünüyor. Francis Bacon'un dediÄŸi gibi: "Bilgi güçtür." Gücü elinde bulunduran ise her ÅŸeye sahip olabilir. Ä°nsan ancak bilgiyle kâinatın sırlarını çözebilmektedir.

GeliÅŸmiÅŸ ülkeleri diÄŸerlerinden ayıran en önemli faktör, bilgi sermayeleridir. Günümüzde insanın deÄŸeri sahip olduÄŸu bilgiyle ve onu kullanma becerisiyle ölçülmektedir. EÄŸer güçlü olmak istiyorsanız, size itibar edilmesini arzuluyorsanız, arkadaÅŸlarınızın ve dostlarınızın size deÄŸer vermesini bekliyorsanız, bunlardan daha da önemlisi Hz. Muhammed (sas)'in isteklerini yerine getirmek, Yaratıcı'nın emirlerine uymak istiyorsanız bilgili olmalısınız. Hele hele dünya adına iyi bir hayat ve mutlu bir gelecek; âhiret adına da cennet bahçelerinden bir bahçe veya Allah katında en deÄŸerli makam olan O'nun rızasını kazanma bilgili olmaya baÄŸlıdır.

Bilginin sürekli yenilenmesi ve eski bilgilerin geçerliliÄŸini çabuk yitirmesi, insanları sürekli öÄŸrenmeye ve yenilenmeye itmiÅŸtir. Kendini yenilemeyen ve geliÅŸmelerden uzak kalan insan, bilgi okyanusunda boÄŸulmaya yüz tutuyor. Önceleri bedenen güçlü insanlar, sonraları zengin insanlar baÅŸarılı sayılırdı ve diÄŸer insanlara göre daha çok deÄŸerli olurdu. Bilgi çağında ise, bilgili olan insan deÄŸerlidir ve ancak o kazançlıdır. Kur’an-ı Kerim bunu: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer 9), "Allah içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin…" (Mücadele 11) âyetleriyle belirtmiÅŸtir.

ÖÄŸrenmek ve yenilenmek ömür boyu sürer. Hz. Muhammed (sas) hayat boyu öÄŸrenmeye devam etmiÅŸ ve ilim halkalarına katılmıştır. Abdullah Ä°bni Amr bu hususla ilgili olarak ÅŸunu anlatıyor: "Resûlullah (sas) bir gün, evinden çıkıp mescide girmiÅŸti. Mescitte ise iki halka vardı. Birinde halk, Kur'ân okuyor, Allah'a dua ediyordu. DiÄŸerinde ise, ilim öÄŸrenip ilim öÄŸretmekle meÅŸguldü. Resûlullah (sas): Her ikisi de hayır üzeredir. Åžunlar Kur'ân okuyorlar, Allah'a dua ediyorlar, Allah (taleplerini) dilerse onlara verir, dilemezse vermez. Bunlar ise, öÄŸrenip öÄŸretiyorlar. Ben de bir muallim olarak gönderildim! buyurdular ve ilim halkasına oturdular." Resûlullah'ın bu tavrı her insanın ilim öÄŸrenmek için örnek alması gereken bir davranıştır.


Günümüz dünyasında, bilgi ve hız önem kazanmıştır. Ä°nsanlar artık sadece öÄŸrenmek için çabalamıyor, aynı zamanda "Nasıl öÄŸrenmeliyiz?" sorusuna cevap arıyor.

ÖÄŸrenmeye ve ilim sahibi olmaya baÅŸlamadan önce, öÄŸrenmeyi öÄŸrenmek gerekiyor. KiÅŸi bilgiyi öÄŸrenmeden önce, bunları daha iyi ve daha çabuk nasıl öÄŸreneceÄŸini bilmelidir. Ancak bu ÅŸekilde, bilgi çağında yaÅŸamayı baÅŸaran insanlar arasında yerimizi alabiliriz.

Bir hikâyeye göre: Amerikalı bir iÅŸ adamıyla Japon meslektaşı ormanda dolaşırken vahÅŸi bir ses duyarlar ve irkilirler. Arkalarına baktıklarında aç bir aslanın üzerlerine doÄŸru koÅŸmaya baÅŸladığını görürler. Her ikisi de hızla oradan kaçmaya baÅŸlar. Kaçarken Japon aniden durur ve yere oturarak çantasından spor ayakkabısını giymeye baÅŸlar. 20 metre kadar fark atmış olan Amerikalı: "O spor ayakkabılarını giyerek aç bir aslandan daha hızlı koÅŸabileceÄŸini mi sanıyorsun?" diye bağırarak koÅŸmaya devam eder.

Spor ayakkabılarını giymeyi tamamlayan Japon ok gibi yerinden fırlar, önce Amerikalıyı yakalar, sonra da geçer. Geride kalan Amerikalı'nın aslana yem olmak üzere olduÄŸunu gören Japon, Amerikalıya cevabını verir: "Evet ben bu spor ayakkabılarımla aç bir aslandan daha hızlı koÅŸamayabilirim; ama senden daha hızlı koÅŸabilirim."

Bu hikâyede olduÄŸu gibi, bilgi çağında önde koÅŸabilmenin yolu daha hızlı nasıl koÅŸulabileceÄŸini öÄŸrenmekten geçiyor. KoÅŸmaya önceden baÅŸlama çok fazla bir önem taşımıyor.

Herhangi bir eÄŸitim almadan önce öÄŸrenmenin öÄŸrenilmesi gerektiÄŸi gerçeÄŸi günümüzde daha da önem kazanmıştır. Günümüz insanı bu konuda daha bilinçli davranmak zorunda kalmıştır. Peygamber Efendimiz: "Mü'min kiÅŸiye, hayatta iken yaptığı amel ve iyiliklerden, öldükten sonra ulaÅŸanlar, öÄŸretip neÅŸrettiÄŸi bir ilim, geride bıraktığı salih bir evlat, miras bıraktığı mushaf (kitap), inÅŸa ettiÄŸi bir mescit, yolcular için yaptırdığı bir bina, akıttığı bir su, hayatta ve saÄŸlıklı iken verdiÄŸi bir sadakadır. Ölümünden sonra kiÅŸiye iÅŸte bunlar ulaşır." sözüyle de, Ä°slâmiyet’in öÄŸrenmeye ve öÄŸretmeye verdiÄŸi önemi göstermektedir.

ÖÄŸrenme bilginin beyinde iÅŸlenmesiyle baÅŸlar ve kullanıma dönüÅŸmesiyle son bulur. Bilgi, varlıkların, olayların ve kâinattaki gerçeklerin duyu organlarıyla algılanması ve bunların beyin tarafından yorumlanması, mânâlandırılmasıdır. Bu mânâlandırma ve tanımlama süreci ömür boyu devam eder. Her ÅŸeyi çok farklı ÅŸekillerde yaratma gücüne sahip olan Allah, insanların beyinlerindeki algılama sistemlerini de birbirinden farklı yaratmıştır. KiÅŸinin algılama yapısı bilinirse, buna uygun öÄŸrenme modeli kullanılarak bilgi edinme ve öÄŸrenme daha kolay gerçekleÅŸir. ÖÄŸrenmeyi kolay ve kalıcı hale getirmenin yolu, algılama sistemine uygun öÄŸrenme yöntemini kullanmaktır.



<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°