mm arrow EÄŸitim makaleleri arrow 21. Yüzyılda EÄŸitim ve Bilimin Temel Prensipleri
21. Yüzyılda EÄŸitim ve Bilimin Temel Prensipleri Yazdır E-Posta

21. Yüzyılda EÄŸitim ve Bilimin Temel Prensipleri

 

EÄŸitim, insanın hayatını sürdürebilmesi, biyolojik ve kültürel mirasını gelecek nesillere taşıyabilmesi için ihtiyaç duyulan bir süreçtir. Bu süreç aynı zamanda insanın kendi varlığını hissettiren ihtiyaçlarını hayattan elde edebilme, bazılarını deÄŸiÅŸtirilebilme, kendisiyle birlikte yenileyebilme sürecidir. EÄŸitilmiÅŸ insanın idaresinde sadece duyguları deÄŸil, deÄŸer hükümleri de söz sahibidir. SorumluluÄŸu kabul etmek, eÄŸitimli insanların bir özelliÄŸidir.

Her kiÅŸi iradesiyle oluÅŸturduÄŸu ÅŸartlardan ve neticelerinden sorumludur. EÄŸitim, henüz insanın doÄŸumundan önce ÅŸuursuz reflekslerle baÅŸlar ve daha sonra ÅŸuurlu bir aktivite hâline dönüÅŸür. Böylece insan, yaÅŸadığı çevreyle nasıl baÅŸa çıkabileceÄŸinin yollarını öÄŸrenir. Ä°nsanı insan yapan, geçmiÅŸinin kültürel mirasını anlama ve gelecek nesillere aktarma da eÄŸitimle olur.


Tabiatı gereÄŸi ÅŸekillendirici ve yönlendirici olan eÄŸitim, hem en faydalı hem de en tehlikeli bir araçtır. Ä°nsanları ve toplumları hem oldurabilir, hem de öldürebilir. Bu noktalardan insanın en çok ihtiyaç duyduÄŸu ve alâkasız kalamadığı bilgi türü de eÄŸitime ait olandır. Ancak eÄŸitime ait bilgi, fen bilimlerindeki bilgiden çok fazla miktarda subjektif unsurlar ihtiva etmesi noktasında farklılaşır. Çünkü eÄŸitime ait bilgiler, algılaması ve kararları objektif olamayan ve aklından ziyade hisleriyle hareket eden insanı ÅŸekillendirmeye çalışır.

Toplumların kültür denizi içinde ÅŸekillenen eÄŸitim, çok sayıda farklı model ve standarda sahiptir. EÄŸitimciler tarafından oluÅŸturulan yeni modeller de belli kültür havuzunda ÅŸekillendiÄŸinden, belli ölçüde subjektif ve izafî normlar içerir ki bu gayet tabiîdir. Bu bakış açısından eÄŸitimin mükemmelliÄŸi, eÄŸitim sürecinde kazandırdığı bilgi, maharet, tutum ve davranışlardan ziyade, bu kabiliyet ve davranışlardaki derinlik, nüans ve incelikle ölçülür.

EÄŸitim Perspektifinden 20. Yüzyılın Gelecek Yüzyılla Mukayesesi


Sorgulamadan itaat alışkanlığı kazandıran ve tarif edilmiÅŸ iÅŸleri baÅŸarıyla yerine getirmemizi saÄŸlayan eÄŸitim, gelecek yüzyılda yerini soru sorup sorgulayabilen ve sorumluluk alıp, ortak akıl üretebilen insanlar yetiÅŸtiren eÄŸitime bırakacaktır. EÄŸitimcinin fonksiyonu da; talebelerine belli müfredata ait belli konuları ezberletmek deÄŸil, doÄŸru müÅŸahede etme ve eleÅŸtirel düÅŸünebilme kabiliyeti kazandırmak olacaktır.

Derin öÄŸrenme, ancak talebenin, algılama kabiliyetlerini aktif hâle getirmesiyle ve bunu gerçekten istemesiyle, gerçekleÅŸtirilebilir. Bilmek yapmaktır. Yapılarak öÄŸrenilen ÅŸeyler veya hayata taşınarak, aksiyona dönüÅŸen bilgi ve düÅŸünceler, insana fayda saÄŸlar. Tecrübe, düÅŸüncenin çocuÄŸudur; düÅŸünce de aksiyonun... Ä°nsanlar kitaplardan öÄŸrenemez, sadece ön bilgi edinir.

Dolayısıyla uygulamayla, tecrübelerle desteklenmeyen bilgiler kiÅŸide derin öÄŸrenmeye yol açmaz. Kitap yoluyla öÄŸrenilen bilgilerin kalıcı olabilmesi için, ya zihinde veya bilgisayar ortamında veya gerçek hayatta teste veya simülasyona tâbi tutulması gerekir. Çünkü kelimeler gerçek varlıklar ve süreçler olmayıp, zihinde oluÅŸturulan sanal iletiÅŸim sembolleridir.

Gelecekteki bir okulu öne geçirecek temel kavram; bilgiyi sunan ve dağıtan öÄŸretmen deÄŸil, talebe olacaktır. O da bilgiyi arayıp zihninde inÅŸa eden bir iÅŸçi olarak algılanacaktır. "Görme, fark etme ve öÄŸrenme zevki, ödev duygusuyla, not korkusu ve disiplin cezasıyla geliÅŸtirilemez" düÅŸüncesi zihinlere yerleÅŸecek ve insanlar, çocuklarına bir ÅŸeyler öÄŸretme yerine, onların bu zevklerini geliÅŸtirecek, uygun öÄŸrenme ortamları ve arkadaÅŸ çevreleri tesis etmeye öncelik vereceklerdir.

Bir okuldaki intizam ve itaata baÄŸlı disiplin, eÄŸitimin kaliteli ve mükemmel olduÄŸunun göstergesi olmaktan çıkacaktır. Bunun yerine, öÄŸrencilerin tasarım maharetleri, ortak akıl üretme kabiliyetleri, problem çözme istidatları, faziletli ve ahlâklı kazanmaları eÄŸitimin kalitesini ölçmede kullanılacaktır.

EÄŸitim, öÄŸrencilerin beyinlerine bilgi yığınlarını istif etme iÅŸlemi deÄŸildir. Bilginin önemli veya güç saÄŸlayıcı bir vasıta olması, onun hayattaki kullanılabilirliÄŸi ve geçerliliÄŸi ile baÄŸlantılıdır. Sadece belli isimleri, rakamları ve gerçekleri sunan istatistikî bilgi ve tanımlardan ibaret bir derginin faydalılık katsayısı ne ise, sadece tanımların ve isimlerin öÄŸretildiÄŸi eÄŸitimin kalitesi de odur.

Bilginin kullanılabilirliÄŸi, onun özünü oluÅŸturur. Bu noktaya bir hadîste ÅŸöyle iÅŸaret edilir: "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." O hâlde bilgi sahibi olurken, onun ne iÅŸe yarayacağı, doÄŸrudan mı, yoksa dolaylı mı fayda saÄŸlayacağı farkedilmelidir. Öncelikle insanın kendini tanımasına, keÅŸfetmesine ve geliÅŸtirmesine yarayan bilgiler, birinci derecede hayatî ehemmiyete sahiptir. Ä°kinci önemli ÅŸey; talebenin olmasını arzu ettiÄŸimiz model-insan tiplerinin arasına konulmasıdır.

Talebe, olmayı arzu ettiÄŸi model-insan tiplerinin arasında eÄŸitim görmelidir. Ona öÄŸrenmek istediÄŸi ÅŸeyleri öÄŸretme yerine, onları öÄŸrenebileceÄŸi ortamları hazırlamalı ve inÅŸa etmeliyiz. Talebeler kendileri öÄŸrenmeye çalışmalıdır. Mutlaka birÅŸeyler öÄŸretmek gerekiyorsa teorik deÄŸil, tatbikî olarak öÄŸretilmeli ve talebelerin sanal veya gerçek ortamlarda tecrübe kazanarak öÄŸrenmeleri saÄŸlanmalıdır.

Bütün teorik dersler, tabiatı gereÄŸi açık ve net deÄŸildir. Ayrıca canlılık ve kullanılabilirlik seviyeleri düÅŸüktür. Hayat aÄŸacı ise yeÅŸildir; canlılığı ve dinamizmi temsil eder. Çevre kirliliÄŸine mâni olmanın bir yolu yeÅŸil sahaları artırmaktır; aynen öyle de eÄŸitimdeki temel problemlerin giderilmesi de, cansız bilginin verildiÄŸi teorik eÄŸitimden kullanılabilir bilginin kazandırıldığı uygulamalı ve tecrübeye dayalı yeÅŸil eÄŸitime geçilmesiyle olur.

Bilim Anlayışı Açısından Önceki Yüzyıllar ile 21. Yüzyılın KarşılaÅŸtırılması


Sanayi inkılâbını yapan zihniyetin çantasındaki temel düÅŸünme âleti, indirgemeci-analitik yaklaşımdı. Yani, 'bütünü parçalara bölüp her bir parçayı analiz edersek, bütünü ÅŸekillendiren temel parçaları bulabilir ve böylece bütünü anlayabiliriz' düÅŸüncesi temel bakış açısıydı. Halbuki bütün, parçaların toplamından çok, karşılıklı etkileÅŸiminden oluÅŸur. Bundan dolayı indirgemeci-analitik yaklaşım, bütünü anlama özürlü bir bakış açısıydı.

Bu kusur ancak indirgemeci-analitik yaklaşımdan sentezci ve geniÅŸletici (bütüncül-sistemci) yaklaşıma geçilmesiyle ortadan kaldırılabilirdi. 19. ve 20. yüzyılda bilim ve ona dayalı eÄŸitim, belirliliÄŸin kesinliÄŸine ve tahminlerin güvenilirliÄŸine dayalı olarak yapılıyordu. 20. yüzyılın son çeyreÄŸinde ve 21. yüzyılda ise, gözlemci ile gözlenen ÅŸeyin birbirinden bağımsız olarak bilgiyi oluÅŸturmadığı, her ikisinin de bilgi üretiminde son derece birbiriyle baÄŸlantılı olduÄŸu gerçeÄŸine dayalı, yeni bir eÄŸitim anlayışı hâkim olacaktır. Gerçekte gören ve algılayan ÅŸeyin göz deÄŸil, ben olduÄŸu ortaya çıktı. Gözlemcinin önceki tecrübe ve birikimleri, gözlenen ÅŸeyi nasıl algılayacağına deÄŸiÅŸik seviyelerde tesir etmektedir.

GeçmiÅŸ iki yüzyıldaki bilim anlayışlarının yeni yüzyıldaki bilim anlayışı ile karşılaÅŸtırmasını önceki sayfada yer alan tabloda daha açık olarak görebiliriz :

Kısacası, 21. yüzyıl her alanda 20. yüzyıldan farklı olacaktır. Bilhassa bilgi teknolojisindeki niteliÄŸe yönelik hızlı geliÅŸmeler, ÅŸimdiden aileden eÄŸitime ve iÅŸ dünyasına kadar pek çok ÅŸeyin yeniden tanımlanmasına ve düzenlenmesine yol açmıştır. Bu deÄŸiÅŸimlerin en çarpıcı tesirleri, eÄŸitim sistemlerinde hedeflenen insan prototipinde, ayrıca bilimin konu, metot ve yaklaşımlarında gözlenecektir. Umulur ki, biz de bu deÄŸiÅŸimden nasibimizi müsbet yönde alır ve gelecek yüzyılın sözü dinlenen ülkelerinden biri oluruz.

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°