mm arrow EÄŸitim makaleleri arrow BaÅŸarı İçin Eskimeyen Metot Modelleme
BaÅŸarı İçin Eskimeyen Metot Modelleme Yazdır E-Posta
BaÅŸarı Ä°çin Eskimeyen Metot Modelleme
 

Ä°nsan, birisini örnek almak ve ona uymakla kârlı mı çıkar yoksa zararlı mı? Ä°mrendiÄŸiniz daha iyi bir insan, daha baÅŸarılı bir öÄŸretmen, daha iyi bir öÄŸrenci, daha sevimli bir arkadaÅŸ, daha iyi bir meslektaÅŸ, daha iyi bir çocuk, daha iyi bir anne-baba varsa, onları örnek alıp onlar gibi olmak sizin için bir kazanç deÄŸil midir?


Günlük iÅŸlerimizden yüksek ideallerimize kadar gerçekleÅŸtirmede sıkıntıya düÅŸtüÄŸümüz ya da baÅŸaramadığımız, hattâ hayalden öteye götüremediÄŸimiz veya baÅŸlayıp yarıda bıraktığımız ne kadar çok düÅŸünce ve hedeflerimiz vardır deÄŸil mi?

Bunları baÅŸarabilmek ve istenen sonucu elde edebilmek tek bir faktöre baÄŸlı olmamakla birlikte, örnek insanları rehber edinmek ve onların tecrübe ve bilgilerinden yararlanmak en kestirme ve belki en saÄŸlıklı yollardan birisidir. Çünkü diÄŸerlerinin hareket ve davranışlarını aynen veya benzer ÅŸekilde tekrarlayan onların elde ettiÄŸi sonuçların aynısını veya benzerini elde eder. Çok kötü ÅŸartlarda bile birisi sevecen olabiliyorsa, onun olaylara ve nesnelere nasıl baktığı gözlenerek stratejisi belirlenebilir ve onun gibi sevecen olunabilir. Biri sabahleyin kolay, çabuk ve enerji dolu kalkıyorsa, bu onun ürettiÄŸi bir sonuçtur. EÄŸer kendimize "onu nasıl üretiyor?" sorusunu sorar ve cevabını bulursak, aynı yolu izleyip aynı sonucu üretebiliriz.

Aslında hepimiz hayatımızın farklı zamanlarında farklı insanlardan esinleniriz. Ä°liÅŸkimizin derecesine göre, düÅŸünce yapımız, hareketlerimiz ve davranışlarımızda da onların izleri vardır. Kimimizin kafasında anne veya babamızdan veya her ikisinden, kimimizde öÄŸretmenlerimizden, kimimizde dindar bir insandan öÄŸrendiklerimiz vardır baskın olarak. Bazen birinden, bazen de diÄŸerinden öÄŸrendiklerimizi kullanırız. Bu nedenle, kendimizi, "bizler tecrübelerimizin toplamıyız" ÅŸeklinde tanımlayabiliriz. Bu tecrübe, tanıdığımız kiÅŸileri ve bu kiÅŸilerle olan iliÅŸkilerden nasıl yararlandığımızı içerir. BaÅŸlangıçta iÅŸe yaramayan, saÄŸlıksız veya olumsuz tecrübeler edinmiÅŸ ve sonra bu olumsuzluÄŸu düzeltecek rehberleri bilinçli olarak arayıp bulmuÅŸ olanlarımız da vardır. Yine çoÄŸumuz biliriz ki, hem olumlu hem de olumsuz insanlardan alınacak dersler vardır.

Ailesinden maddî-manevî destek görmeyen bir öÄŸrenci vardır. Daha onüç-ondört yaşında hem çalışmak hem de okumak zorunda kalır. Bir gazetede iÅŸ bulur. Yanında çalıştığı 'yayın yönetmeni' onu üniversite yıllarında da maddî olarak destekler. Bu davranış karşısında genç öÄŸrenci, "Benim de baÅŸkalarına yardım elini uzatmam gerektiÄŸini ve ele geçirdiÄŸim fırsatı onlara da tanımamın önemini öÄŸrendim." der.

Genç üniversiteyi bitirir. Bir kurumda çalışmaya baÅŸlar. Müdürü, her görevin o gün bitirilmesini, her telefon görüÅŸmesinin o gün tamamlanmasını, her mektubun o gün cevaplandırılmasını ister. Kendisine baÅŸvuran herkese; yetkisi, otoritesi, iliÅŸkileri olmayan en yoksul kiÅŸiden bakan düzeyindeki kiÅŸilere kadar herkese aynı ÅŸekilde nazik davranır. Genç adam müdürünü çok iyi izler, ondan insanlarla nasıl iliÅŸki kuracağını ve yapılan iÅŸte mükemmele nasıl ulaşılacağını öÄŸrenir.

Bu genç daha sonra bir gazetede editör ve ardından yayın yönetmeni olur. Gazetenin patronu, girdiÄŸi her ÅŸeyde hep kazanmayı isteyen birisidir. Ä°ster bir sportif yarışma, ister bir iÅŸ olsun en iyisini yapmayı ve sıradışı bir mükemmele ulaÅŸmayı hedefler. Onun bu rekabetçi tutumu, genç yönetmen üzerinde müthiÅŸ bir tesir yapar. Mükemmele ulaÅŸma azmi onun gazetesini gerek tiraj, gerekse kalite yönünden ülkenin en büyük gazetesi haline getirir. O, bu günleri için; "Ä°nsanlara ve ortaya koydukları ürünlere son derece özen gösteren kiÅŸilerle birlikte olduÄŸum için gerçekten talihliyim." der.

Bu adam 1990 yılında, 24 saat canlı yayın yapan CNN televizyonunun başına getirilen Tom Johnson'dır. O, 130 ülkeden izlenen CNN'i, 6 yılda 208 ülkeden izlenir hale getirmiÅŸtir. "KarşılaÅŸtığınız her ÅŸeyden öÄŸrenirsiniz." diyen Johnson, "Geri vermenin önemini Peyton'dan, geçen her günden azami yarar saÄŸlama gerektiÄŸini ve mükemmelliÄŸin önemini Bill'den ve LBJ'den öÄŸrendim. Otis ile Ted'den ise kazanmanın ancak en yüksek standartlarla mümkün olabileceÄŸini, sahtecilik yapılmaması gerektiÄŸini, çok yüksek kaliteli satandartlarla müthiÅŸ ÅŸeyler gerçekleÅŸtirilebileceÄŸini öÄŸrendim." diyebilmektedir. Çünkü o baÅŸkalarının yeteneklerini takdir eden ve onların yeteneklerinden yararlanabilmek için aktif gayret sarfeden akıllı bir insandır.

Johnson'ın yaptığı yeni bir ÅŸey deÄŸildir. O baÅŸka insanları modelleyerek o hale gelmiÅŸtir. Gerçekte biz de her zaman modelleme yapıyoruz. Çocuk konuÅŸmayı büyüklerini modelleyerek, çıraklar mesleÄŸini ustalarını modelleyerek öÄŸrenirler. EÄŸer bazı kelimeleri iyi telaffuz edemiyorsanız, onları mükemmel telaffuz eden birisini modelleyerek 45 dakika içerisinde siz de onun gibi olabilirsiniz. Tanıdığınız birisinin çocuklarıyla iletiÅŸimi mükemmelse, aynı iÅŸi siz de yapabilirsiniz.

Bazı görevler karmaşıktır. Onları modellemek ve aynen tekrar etmek biraz daha fazla zaman alabilir. Ancak, birisinin elde ettiÄŸi baÅŸarıyı (sonucu) elde etmek için, kiÅŸide onu destekleyecek yeterli istek ve inanç varsa, eninde sonunda o kimsenin yapabildiÄŸi her ÅŸeyi modelleyebilir.

Modelleme, istenilen hedefe ulaÅŸmada deneme-yanılmaya göre daha kısa sürede sonuç verir. Çünkü, mükemmelleÅŸmesi için yıllar harcanan bir faaliyeti; modelleyerek birkaç saniyede, saatte, haftada, ayda ya da yılda, en azından davranışını tekrarlamak istediÄŸimiz insandan çok daha kısa sürede onun elde ettiÄŸi gerçekleÅŸtirebiliriz.

Ä°yi bir hatibin konuÅŸmasını sesiyle, ses tonu ve vurgusuyla taklit eden, daha önce hissetmediÄŸi ölçüde bir özgüven ve kuvvet hisseder. Ä°çindeki kuvvetli duygulardan azami derecede yararlanmak isteyen, hayran olduÄŸu birisini modelleyerek iÅŸe baÅŸlamalıdır. Onun gibi inanarak, onun gibi düÅŸünerek, onun gibi konuÅŸarak, onun gibi çalışarak, onun ahlâkıyla ahlâklanarak, kısaca onun gibi olmaya çalışarak hayran olduÄŸumuz kiÅŸiye benzeyebiliriz.

Teknolojik alanda dünyanın en büyük modelleyicileri Japonlardır. Japon ekonomisinin baÅŸarısının arkasında yatan, parlak buluÅŸlar deÄŸil; otomobilden yarı iletkene kadar yayılan geniÅŸ alandan fikir ve ürünleri alarak iÅŸe baÅŸlamaları ve sonra titiz bir modellemeyle bu fikir ve ürünlerin en iyi unsurlarını koruyup diÄŸerlerini geliÅŸtirmeleridir. Evet, yeni keÅŸif ve icatlar için de çalışmak gerekir, ama baÅŸkasının bulduÄŸu ortada dururken, yeniden onu keÅŸfetmeye çalışmanın ne anlamı vardır?

Ä°nsanların mükemmel bir dünya hayatı yaÅŸamaları açısından da modelleme önemlidir. Çünkü rehbersiz bir insan gerçek anlamda doÄŸruları bulamaz, "acaba böyle hareket hak mıdır, faydalı mıdır?" gibi endiÅŸelerinden kurtulamaz. Engin okyanuslardaki pusulasız bir geminin hangi yönde yol aldığı bilinebilir mi? Onun nereye çıkacağı belli olmayan sonsuz yolları olduÄŸu gibi, insan için de sonsuz hayat tarzları vardır.

Ä°nsanlarla, çocuklarımızla, anne-baba ve eÅŸimizle olan iliÅŸkilerimiz, yememiz, içmemiz, uyumamız, ibadetlerimiz, duamız, çalışmamız, konuÅŸmamız, tasarruf ve harcamalarımız gibi hareket ve davranışlarımızı çok çeÅŸitli ÅŸekillerde sergileyebiliriz. Bize ait olan bu seçim bizi ya yüceltir ya da aÅŸağılatır. Ä°nsanı en güzel ÅŸekilde yaratan Yüce Yaratıcı, onu rehbersiz bırakmamış; indirdiÄŸi Kur'ân ile de o Rehber'e uymamızı istemiÅŸtir. "De ki: Allah'ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah'da sizi sevsin." (Al-i Ä°mran, 31), "Ey iman edenler! Allah'a ve Rasul'üne itaat edin ve O'ndan yüz çevirmeyin" (Enfal, 20). Bu ve benzeri ayetler modellemenin insanlar için güvenli bir yol olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir. Dost ve düÅŸmanın ittifakıyla ahlâkın en yüksek mertebesine sahip olan Hz. Muhammed (sas)'i rehber edinmekten, onun sünnetine uymaktan daha güvenli bir yol var mıdır?

Çünkü O, aÄŸaca, taÅŸa, topraÄŸa, GüneÅŸ'e Ay'a kullukta bulunan; hattâ, helva, peynir gibi yenecek maddelerden kendi elleriyle yaptıkları putlara tapan, sonra acıkınca da bunları yiyen, çocuklarının kız olduÄŸunu öÄŸrenince halkın karşısına çıkmaktan utanıp ya horlanmayı kabul eden, ya da o kız çocuÄŸunun vücudunu ortadan kaldıran; fuhuÅŸ, zina, ahlâksızlık, içki, kumar, tefecilik gibi ayıp ve kusurları normal hâdiseler gibi kabul eden ve daha nice sosyal problemleri üst üste yığılmış olan bir karanlık ve zulmet döneminde dünyaya geldi. Ama çok kısa bir zamanda batıl inançları yıkıp, insanın yaratılış gayesinin Allah (cc)'ı bilip tanımak ve ona lâyıkıyla kulluk etmek olduÄŸu inancını yerleÅŸtirdi. Her türlü ifrat ve tefritten kurtularak dengeli bir hayat yaÅŸamayı, yaptığını Allah için yapmayı, doÄŸruluÄŸu, sözünde durmayı, emanete hıyanet etmemeyi, aile fertlerine karşı sevgi ve ÅŸefkati, hanımlara nazik davranmayı, onlarla oturup konuÅŸmayı ve onlara deÄŸer vermeyi, tevazu ve alçakgönüllülüÄŸü, cömertliÄŸi, iyilikseverliÄŸi, baÅŸkalarına ikram etmeyi, haksızlık yapmamayı, yumuÅŸak huyluluÄŸu, sabretmeyi öÄŸretti. O'nu seven, O'nun prensiplerine uyan ve O'nu örnek alan o asrın insanları dünyanın hiçbir medeniyetinin bugün bile ulaÅŸamadığı insanca yaÅŸamaya imkân veren bir dünya kurdular. Ve daha sonra O'nun getirdiÄŸi sistemi temsil eden Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Karahanlılar ve Osmanlı Devleti gibi onlarca devlet kuruldu. O devletler içerisinde O'nun izinden giderek içinde bulundukları zamanı aşıp, bugünlere ışık tutan nice ilim dahileri, farklı bir buudda yaÅŸayan nice ruh kahramanları ve nice edip ve söz ustaları yetiÅŸti. Ä°ÅŸte onlardan birkaçı: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Ebu Ubeyde, Ukbe bin Nafi, Tarık bin Ziyad... ve daha sonra çaÄŸlarına imza atan Ebu Yusuf, Ä°mam Muhammed, el-Cabir, Ä°bni Sina, Batuta, Harizmî, Mevlâna, Ä°mamı Rabbani ve Bediüzzaman... Onlardan birisi ÅŸöyle der: "EÄŸer bir lâhza O'nunla görüÅŸmesem mahvolurum. Çünkü bütün varlığı O'na borçluyum, günebakanın açılıp kapanmasının güneÅŸe

programlandığı gibi ben de hayatımı O'nu takip ve müÅŸahadeye borçluyum. O gönlümde battığı zaman, ben de bittim demektir." Tarih bize göstermektedir ki; gerek o devletleri, gerekse o kiÅŸileri yücelten; her yönüyle Hz. Muhammed (sas)'i kendilerine model almalarıdır.

Sonuç olarak, insan her zaman baÅŸkalarını örnek alıp onu modellemeye meyillidir. Bu sayede istediÄŸi sonuçları daha kolay ve daha kısa sürede elde edebilir. Fakat gurur ve cahillik tuzağına düÅŸer, baÅŸkalarının baÅŸarı ve güzelliklerini görmezlikten gelir, yapmak istedikleri, yaptıkları ve yapamadıkları bakımından kendi durumunu hiçbir zaman deÄŸerlendirmeye tâbi tutmazsa, içindeki bu güçten asla yararlanamaz ve kendini felakete sürükleyebilir. Oysa insanlık olarak, teknoloji dünyasında, ekonomik dünyada, ilim âleminde, idareci ve liderler silsilesinde, gönül insanları ve Hak dostları meclisinde modellemeye deÄŸer sınırsız denilebilecek bir zenginliÄŸe sahibiz. Onların açtığı geniÅŸ caddede yürüdüÄŸümüz zaman bakın baÅŸarılar ve güzel sonuçlar birbirini nasıl takip edecek.

Prof.Dr. Harun AVCI

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°