mm arrow EÄŸitim makaleleri arrow EÄŸitimde Davranış DeÄŸiÅŸikliÄŸinin Biyolojik ve Etik Boyutu
EÄŸitimde Davranış DeÄŸiÅŸikliÄŸinin Biyolojik ve Etik Boyutu Yazdır E-Posta

Eğitimde Davranış Değişikliğinin Biyolojik ve Etik Boyutu

Biyolojik yapı açısından diÄŸer canlılarla karşılaÅŸtırıldığında insanoÄŸlunun bazı önemli farklılıklara sahip olduÄŸu görülür. Meselâ insanı bitkiden ayıran ÅŸey, davranışlarını düzenleyen bir beyine sahip olması iken, hayvandan, hayatını ve neslini devam ettiren biyolojik sistemin ön beyin tarafından kotrol edilip yönlendirilebilmesi; konuÅŸması, akıl, ÅŸuur sahibi olması ve farklı seviyedeki ruhî melekeleridir.

Memeliler sınıfına mensup canlılarda organizma, hayatını ve neslini devam ettirmeye programlanmıştır. Memelilerde bu programın gerçekleÅŸtiÄŸi biyolojik yapı, beyinlerindeki hipotalamusla baÄŸlantılı limbik sistemdir. Limbik sistemde yer alan sinir hücrelerinin bir kısmı, hususî ÅŸekilde canlının neslini devam ettiren veya kolaylaÅŸtıran zevk ve haz (mükâfat) sistemi meydana getirecek ÅŸekilde programlanmıştır.

Buradaki sinir hücreleri özel biyokimyevi maddeler salgılayarak, canlının yeme-içme ve üremenin gerçekleÅŸtirmesini teÅŸvik ederler. Beyindeki bu limbik sistem, "kuvve-i ÅŸeheviye" olarak tabir edilen temel cazibe hissinin biyolojik kontrol noktasıdır. Beyindeki bu mükâfat sistemi memelilerin hayatını ve neslini devam ettirmede, çevreye uyum saÄŸlamalarında ve bununla uyumlu davranış deÄŸiÅŸikliklerini gerçekleÅŸtirmede kullanılır.

Hayvanlarda ön beyin korteksi geliÅŸmediÄŸinden, davranışlar herhangi bir ön seçim ve kontrole maruz kalmaksızın beyinin limbik sistemi tarafından gerçekleÅŸtirilir. Dolayısıyla hayvan utanıp sıkılma üreme hususundaki sevk-i ilâhî kaynaklı fiillerini her yerde sergileyebilir.

Ä°nsanda ise, limbik sistemin ürettiÄŸi biyolojik cevaplar; vücuttaki ilgili kısımlara gönderilmeden önce ön beyin korteksi tarafından temelde din kaynaklı ahlâkî parola sorularak kontrol edilir. Ä°nsanda ön beyin korteksi; düÅŸünme, algılama ve irade gibi zihnî fonksiyonların gerçekleÅŸtiÄŸi biyolojik yapıdır.

Mesela biz her istediÄŸimiz ÅŸeyi yiyip içmediÄŸimiz gibi, limbik sistemin bu isteklerini de hemen karşılamıyor, kültürel normlarla belirlenen uygun yer ve zamanda yerine getiririz. Aynı ÅŸekilde ÅŸehvanî isteklerimizi helâl dairesi dışında herkese belli etmeyiz. Beyindeki bu frenleme ve mükâfat sistemi, belli yiyecek, görüntü ve seslerle de uyarılır, ancak ahlâl ve inanç gibi üst seviyedeki fenomenlerle kontrol altında tutulabilir. Biyolojik ihtiyaçlarımızı öne çıkaran mükâfat sisteminin uyarıları, ön beyin tarafından kontrol edilip düzenlenir. Ä°ÅŸte beyindeki bu kontrol edilme iÅŸi, insanın eÄŸitilebilir özelliÄŸinin biyolojik boyutunu oluÅŸturur.

Ön beyin korteksi, limbik sistemin belli bir aralık ve ÅŸiddetteki uyarılarını kontrol edebilme ve düzenleyebilme kapasitesine sahiptir. Bu kapasite eÄŸitim ve iradenin güçlendirilmesiyle aktif hale geçirilebilir ve iyileÅŸtirilebilir. Ancak insanların genelinde bu kapasite sınırsız olmadığından herkes belli ÅŸiddetteki limbik sistem uyarılarına dayanabilmektedir.

Ayrıca beyindeki bu mükâfat sistemi aşırı derecede uyarılırsa, beyin ve vücut, bu zevklere uyum saÄŸlamayı tercih eder; kendini o zevklere bağımlı hâle getirmeye baÅŸlar, ona göre normalize eder. KiÅŸi kendi bedeninde zevk ve haz duyumuna yol açan yiyecek, içecek, ve davranışları tekrar etmeÄŸe meyillidir. Bunun akıbeti ise bağımlılık dediÄŸimiz olaydır. Bağımlılık iyi ve güzel ÅŸeylere karşı olabileceÄŸi gibi, kötü ve zararlı ÅŸeylere karşı da oluÅŸabilir. Ä°nsan zevk ve heyecan duyduÄŸu ÅŸeyleri bir defada öÄŸrenebilmekte ve unutmamaktadır.

Biyolojik sistem, aslında almak ve zevk hâlinde bulunmak üzere yaratılmamıştır. Her canlı sistem hayatını ve neslini sürdürmeye programlanmış olup, neslini sürdürmeyi saÄŸlayan davranışların küçük zevk ve lezzetler konmuÅŸtur. EÄŸer kiÅŸi bu zevk ve lezzeti aşırı derecede almaya yönlendirilirse veya tüketim alışkanlıklarıyla zorlanırsa, bu zevki üreten madde, davranış ve hayat biçimlerine bağımlı hâle gelmektedir. UyuÅŸturucu ve sigara bağımlılığının temeli de budur.

Ä°nsan zihni, organizmanın tutum ve davranışlarını belirlerken; normal-anormal sınır deÄŸerlerini, içinde doÄŸduÄŸu ve geliÅŸtiÄŸi kültürün kalıplarını dikkate alarak belirler. Bunu yaparken de, potansiyel olarak sahip olduÄŸu uyum ve normalleÅŸtirme kabiliyetini kullanır. Beyin, limbik sistem (mükâfat sistemi) tarafından belirlenen organizmanın bütün ihtiyaçlarını içinde bulunduÄŸu toplumun kültürel yapısına göre karşılar.

Dolayısıyla beyindeki mükâfat sisteminin üretmiÅŸ olduÄŸu uyarıların ÅŸiddeti ve karşılanma nisbeti, kiÅŸinin aldığı eÄŸitim seviyesine ve içinde bulunduÄŸu sosyo-kültürel ÅŸartlara baÄŸlıdır. Meselâ gayr-i meÅŸru iliÅŸkilerde giren bulunan bir erkekle, böyle bir ortama alışkın olmayan bir erkeÄŸin limbik sisteminin kadınlar karşısında gönderdiÄŸi cevabın, sistemi harekete geçirme seviyeleri oldukça farklılaÅŸmıştır. Birinci tipteki bir erkek, hem ön beyindeki iradî kontrol sistemlerini güçlendirmiÅŸ hem de limbik sistemin uyarılması yükseltilmiÅŸtir. Bunun sonucu olarak gayr-i meÅŸru iliÅŸkilere giren erkeÄŸin b

iyolojik sistemi diÄŸer kiÅŸiye nazaran çok farklı ÅŸekilde cevap verecektir. Hanefi mezhebinde abdestli bir erkeÄŸin kadına dokunduÄŸunda abdesti bozulmazken, Åžafiî mezhebinden bir erkeÄŸin abdestinin bozulması meselesi, insan beyninin bu farklı sosyo-kültürel çevrelere uyum saÄŸlamasıyla izah edilebilir.

(Burada biyolojik sistemin iÅŸleyiÅŸi ile Ä°slâm dinindeki kadın ve erkek münasebetlerine dair dinî hükümler birbirine karıştırılmamalıdır. Helâl ve haram konusundaki dinî hükümlerin temel çıkış noktası ÅŸudur: Helâl ve haram; eÅŸyanın bizatihi kötü olmasına baÄŸlı olmayıp, Allah'ın emir ve yasaklarına göre belirlenen hususlardır. Allah emreder bir ÅŸey güzel olur, Allah yasaklar bir ÅŸey çirkin olur.

Ayrıca her insan genetik olarak farklı nöropsikolojik eÄŸilimlere sahip olarak dünyaya geldiÄŸinden , insandaki mükâfat sisteminin uyarılma eÅŸikleri ve ön beyin tarafından kontrol edilebilme aralıkları da farklılık gösterir. Bu durum farklı insanların farklı ÅŸeylere gösterdiÄŸi zaafların biyolojik temelini oluÅŸturur. Bu bakımdan dinî meselelerde genel hükümler kadar, kiÅŸinin fıtratına ve içinde bulunduÄŸu sosyo-kültürel ÅŸartlara göre yorumlanabilecek özel hükümlerin de varlığı insanın fıtratına ve Kur'ân'ın evrenselliÄŸine çok uygun düÅŸmektedir. Yine bu noktadan Ä°slâm'da akıl, irade ve ÅŸuuru devre dışı bıraktıran ve insanı sadece limbik sisteminin kontrolüne bırakan yiyecek ve içecekler yasaklandığı gibi, insanı sürekli zevk ve haz hâlinde tutmaya yönelten ve davranışlar da hoÅŸ karşılanmamıştır. Yine Ä°slâm'da akıl ve iradesi saÄŸlam olan insanlar sorumluluk yüklenirler; buluÄŸ çağına kadar insanın ön beyin korteksinin geliÅŸmesi ve limbik sistemin hâkimiyeti sürdüÄŸünden, limbik sistemin kontrolünde hayata uyum saÄŸlamaya çalışan çocuklar masum olarak kabul edilmiÅŸlerdir.

Kısacası, insanın biyolojik yapısı ÅŸartlandırılmaya ve yönlendirilmeye yatkındır. Ä°nsanoÄŸlu akıllı, düÅŸünen ve irade sahibi bir varlık olduÄŸu kadar, aynı zamanda kolayca ÅŸartlandırılabilen bir canlıdır. Bu noktadan insan tutum ve davranışlarının düzenlenmesi saÄŸlıklı bir aile ve toplum hayatı için kaçınılmaz olmaktadır. Ä°nsanın bu etik veya ahlâkî boyutu, ÅŸu soruları akla getirmektedir:

EÄŸer insanın biyolojik yapısı ve beyni ÅŸartlandırılmaya ve bağımlılık kazanmaya eÄŸilimli ise, biz bu özelliÄŸi kötüye kullanma hakkına sahip miyiz? Meselâ, fert olarak beyindeki zevk alma sistemini kendime zarar verecek seviyede kullanma hakkım var mı? Bu biyolojik yatkınlığımın reklâm ve TV dizileriyle suiistimal edilmesi hak ihlâline girer mi?

Biyolojik yapımdan kaynaklanan ÅŸartlandırılma veya ÅŸartlandırılmama özelliÄŸini, hiçbir baskı altında kalmadan hür irademle mi belirlemeliyim, yoksa birileri beni ÅŸartlandırma ve belli ÅŸeylere bağımlı kılma yetkisine sahip olmalılar mı? Yoksa insanlar biraraya geliÅŸ ortak akıl ve deÄŸer üreterek, hangi tür davranış kalıplarına ÅŸartlandırılacaklarına ve hangi nasıl bir biçimine bağımlı hâle geleceklerine kendileri mi karar vermelidir? Toplumun belli güç odakları, insanın iradesini elinden alacak seviyede ve sigortasını attıracak ÅŸiddette, onları ÅŸartlandırmaya devam etmeliler mi?

Ä°ÅŸte eÄŸitimciler bu ve benzeri sorulara saÄŸlıklı cevaplar üretebilmek için hem insanın biyolojik yapısının iÅŸleyiÅŸini çok iyi anlamalılar, hem de ahlâk ve etik konularında davranış deÄŸiÅŸikliÄŸinin biyo-psiko-sosyolojik süreçleri hakkında eÄŸitimden geçmek zorundadırlar. Çünkü insanın ortaya koyacağı tutum ve davranış; aileyi, bir toplumu ve insanlığı kurtarabileceÄŸi gibi, onun yok olmasına da sebeb olabilmektedir. Ä°nsanın eÄŸitimi üzerinde çalışmak ateÅŸle oynamaya benzer.

Ä°nsanı yaratan; onun biyolojik, ruhî ve kalbî boyutunu bütün incelikleriyle bilen Allah'ın koyduÄŸu sınır ve yasaklara bu zaviyeden bakıldığında, bütün semavî dinlerin ortaya koyduÄŸu ahlâki ölçülerin ne kadar gerekli olduÄŸu daha iyi anlaşılacaktır. KeÅŸke, sadece dinî kaynaklı olduÄŸu için iyi ve güzel olan herÅŸeye karşı çıkan yanlış anlayışla, limbik sistemlerine kurban ettiÄŸimiz genç neslimizi kurtarmayı baÅŸarabilseydik!

Dr. Selim AYDIN

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°