gg arrow EÄŸitim makaleleri arrow Didaktik ve Düşünme Eksenli EÄŸitimde Bilgiye Yaklaşım
Didaktik ve Düşünme Eksenli EÄŸitimde Bilgiye Yaklaşım Yazdır E-Posta
Didaktik ve DüÅŸünme Eksenli EÄŸitimde Bilgiye Yaklaşım
 

EÄŸitim, insan hayatının vazgeçilmez bir süreci olup, kiÅŸinin ve çocuklarımızın ve geleceÄŸin dünyasına pazarlanması gibi iki önemli fonksiyona sahiptir. EÄŸitim, aynı zamanda geçmiÅŸle gelecek arasında saÄŸlıklı köprülerin nasıl kurulacağının belirlendiÄŸi bir insan faaliyetidir. EÄŸitimin saÄŸlıklı ve saÄŸlıksız olmasını belirleyen pek çok faktörden aÅŸağıdaki ikisinin etkisi daha fazladır.

Bunlardan birincisi eÄŸitimde Bilgi, Beceri, Tutum ve Davranış (BBTD modülleri) olarak hangi modüllerin (nelerin) hangi yaÅŸ gruplarına ne miktarda verileceÄŸinin belirlenmesi, diÄŸeri ise belirlenen BBTD modüllerinin nasıl ve ne ÅŸekilde verileceÄŸidir. EÄŸitim faaliyetini bir tedavi paketine benzetirsek, tedavide kullanılacak ilaçlar kadar, bu ilaçların hastalara nasıl ve ne ÅŸekilde verileceÄŸini doÄŸru belirlemek ve doÄŸru uygulamak önemli olmaktadır.



GeleceÄŸin dünyasını karakterize edecek en önemli ÅŸey deÄŸiÅŸimin hızlı olması ve her ÅŸeyin giderek kompleks, çok boyutlu ve çok baÄŸlantılı hâle gelmesidir. DeÄŸiÅŸimin çok hızlı olduÄŸu ve her ÅŸeyin kompleks iliÅŸkiler ağı içerisinde cereyan ettiÄŸi bir dünyada, doÄŸru belirlenen BBTD modülleri ancak sorgulayıcı ve düÅŸünme merkezli bir eÄŸitim metoduyla öÄŸrencilere kazandırılırsa, Türk insanı geleceÄŸin dünyasına baÅŸarılı ÅŸekilde uyum saÄŸlayabilecek ve milletini geleceÄŸe onurlu bir ÅŸekilde taşıyabilecektir.

EÄŸitimde bilgi modülü olarak hem fen bilimlerinin hem sosyal ve davranış bilimlerinin hem de dinî-ahlâkî bilimlerin öÄŸretilmesi zorunludur. Çünkü her bilgi modülü, insan hayatının bir parçasının ihtiyacını karşılamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu bilgilerin ÖÄŸrencilere nasıl ve ne ÅŸekilde verileceÄŸidir.

Çünkü bilgi edinme ve öÄŸrenme biçimlerinden bir tanesi (didaktik-otorite merkezli eÄŸitim teorisi), insan zihnini dondururken ve onu yobazlığın ve taassubun yeÅŸereceÄŸi bir ortam hâline getirirken; bir baÅŸka bilgi edinme ve öÄŸrenme biçimi olan sorgulayıcı veya düÅŸünme merkezli eÄŸitim teorisi de insan zihninin ve ruhunun açılımını ve geliÅŸimini saÄŸlamakta ve hayata daha iyi uyum saÄŸlamak Ä°çin gerekli becerileri kazandırmaktadır. Günümüzdeki siyasî, ekonomik, kültürel problemlerin temelinde insan yetiÅŸtirirken bilerek veya bilmeyerek kullandığımız bir zihinsel soykırım yöntemi olan didaktik eÄŸitim uygulaması yatmaktadır.

Bu yazıda, didaktik (ezbere dayalı, otorite merkezli) ve sorgulayıcı, düÅŸünme merkezli eÄŸitim teorilerinin bilgiye bakış açıları karşılaÅŸtırmalı olarak analiz edilecektir.

1- Bilginin Tabiatı

Didaktik eÄŸitim teorisi: Didaktik teoriye göre, bilgi, onu üreten, düzenleyen ve uygulayan düÅŸünme faaliyetinden bağımsızdır. ÖÄŸrenciler kendilerine anlatılan ÅŸeyleri, yazılı veya sözlü olarak tekrarladıklarında veya hatırladıklarında ilgili konuyu bildikleri veya anladıkları var sayılır. ÖÄŸrencilere ilgili alandaki uzman kiÅŸinin düÅŸüncesi, analize ve sorgulanmaya maruz bırakılmadan temel doÄŸrular olarak aktarılır.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi: Gerçekte konuya ait bütün bilgi, düÅŸünme yoluyla üretilir, organize edilir, uygulanır, analiz ve sentez edilip deÄŸerlendirilir. Böyle bir düÅŸünme faaliyeti olmaksızın hafızada tutulan bilgi, ölü ve kullanışsızdır. Bir baÅŸka deyiÅŸle insan, herhangi bir bilgi ve malzeme olmadan düÅŸünme iÅŸlemini yapamayacağı gibi, ilgili konuda verilen her türlü içerik (veri, delil, malumat, bilgi ve açıklama) eÅŸit derecede Önemli ve yararlı olmayabilir.

Bunun düÅŸünme yoluyla analiz edilip, deÄŸerlendirilmesi gerekir. Bu baÄŸlamda öÄŸrencilere bilgiye eriÅŸme, eriÅŸilen bilgiyi analiz etme ve deÄŸerlendirme imkânı saÄŸlanır. Bu fırsatlar aynı zamanda öÄŸrenme iÅŸleminin vazgeçilmez bir parçasını oluÅŸturur. Çünkü öÄŸrenme bir aktarım ve transfer olayı deÄŸil, inÅŸa ve sentezdir.

2-Bilgiye Bakış Açısı (Atomistik ve Holistik)

Didaktik eÄŸitim teorisi: Bilgi ve doÄŸru, en iyi ÅŸekilde parçalarına ayrıştırılarak, ve her bir parçası düz-sıralı biçimde parça parça hafızaya transfer edilerek öÄŸrenilebilir. Bilgi, ekleme ve ilâveler yapılarak çoÄŸalır. Ders kitaplarında temel tanımlar ve ince ayrıntılar yer almalıdır. Müfredata dayalı eÄŸitim sisteminde ders kitaplarındaki bilgi, parçalara ve konulara bölünmüÅŸ ve aralarındaki iliÅŸki kaybedilmiÅŸtir.

Bu yüzden her konu. ayrı ayrı öÄŸretilmeli, anlatımlar da parça parça birbirinden bağımsız olarak yapılmalıdır. Bu anlayıştır ki, ders kitaplarının iliÅŸkilere dayalı formatta deÄŸil kronolojik ve coÄŸrafik formatta doÄŸrusal biçimde hazırlanmasına yol açmıştır.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi: Bilgi ve doÄŸru, son derece sistemli ve bütüncül mahiyette olup, ancak çeÅŸitli açılardan yaklaşılarak ve bu yaklaşımlar sentez edilerek, pek çok defa bütün parçalara ayrılarak ve tekrar parçalardan bütünler oluÅŸturularak sürekli devam eden bir düÅŸünme iÅŸlemiyle öÄŸrenilebilir. Bütün ve parça arasındaki iliÅŸkiyi koparmadan iki odaklı bir bakış açısı benimsenir; analiz ve sentez birbiri ardına yapılır; bütün ve parça arasındaki dinamik iliÅŸkiler ve bağıntılar ortaya çıkarılırsa, bilgi ve doÄŸru kazanılabilir.

Varlıklar ve hâdiseler sürekli akış hâlinde olduÄŸundan bunlara ait bilgi ve doÄŸrular da sürekli analiz ve sentez iÅŸlemine maruz kalırlar. Bu yaklaşıma göre sadece tek bir bilim dalının bilgisi ışığında ilgili konuda derin bir öÄŸrenme ve anlama gerçekleÅŸtirilemez. Yüzeysel öÄŸrenmeden derin öÄŸrenmeye geçiÅŸ, ancak çoklu mantık ve perspektif kullanarak diÄŸer disiplinlerin bilgilerini de konuyla iliÅŸkilendirip, bir senteze ulaÅŸmayla saÄŸlanabilir. Bu nokradan her derin öÄŸrenmede, yeni bîr bilgi üretimi veya sentezi söz konusudur. Üniversitedeki ve toplumumuzdaki bilgi üretim düÅŸüklüÄŸü de, öÄŸrenmenin her seviyede yüzeysel gerçekleÅŸtirilmesinden dolayıdır.

EÄŸitim; çeÅŸitli problemler, temel kavramlar etrafında organize edildiÄŸi için, iliÅŸkili disiplinlerin desteÄŸine ihtiyacı vardır. Bu noktadan eÄŸitimin her seviyesinde ÖÄŸretmenlerin, ÖÄŸrencilerden, edindikleri bilgileri, hayatın deÄŸiÅŸik birimleriyle iliÅŸkilendirmelerini istemeleri çok önemlidir. Nasıl ekosistemde her varlık, birbiriyle iliÅŸkili ise, bilgi ve doÄŸrular da birbiriyle iliÅŸkilidir; aralarında mutlak kesin sınırlar yoktur.

Bilgiler arasında farklılıklar vardır. Ama bu farklılıklar son aÅŸamada sentez edildiÄŸinde bir bütün oluÅŸtururlar. Buna farklılıkların bütünlüÄŸü prensibi denir. Bu prensip ışığında bilim ve din, farklı iki alandır ama insan hayatında bir bütün oluÅŸtururlar. Ayrıca öÄŸrencilerin olayları karşılaÅŸtırmaları ve aralarındaki benzerlik ve farklılıkları oluÅŸturan desenleri bulup çıkarmaları teÅŸvik edilir.

3- Bilgi ve DoÄŸrunun ÖÄŸreniliÅŸ Biçimi

Didaktik eÄŸitim teorisi: Didaktik teoriye göre bilgi, doÄŸrudan, bir kiÅŸiden diÄŸerine konferans veya sözel anlatım gibi didaktik öÄŸretme yöntemleriyle baÅŸarılı ÅŸekilde aktarılabilir. Meselâ öÄŸrenciler sosyal alanlardaki ders kitaplarını veya notları ezberleyerek ve bölüm sonundaki soruların doÄŸru cevaplarını hafızalarında tutarak ilgili konuyu kavrayabilirler.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi; Bilgi ve doÄŸru, nadiren bir kiÅŸiden diÄŸer kiÅŸiye sözel anlatımlarla aktarılabilir. Kavrama ve derin anlama ise, kesinlikle sözel bilgi aktarımıyla gerçekleÅŸemez. Bir kimse öÄŸrendiÄŸi ÅŸeyleri bir baÅŸkasına tamamıyla öÄŸretemez. Sadece kiÅŸilerin öÄŸrenmelerini ve düÅŸünerek anlamalarını kolaylaÅŸtıracak ÅŸartları saÄŸlayabilir.

ÖÄŸrenciler kendi fikirlerini ve anlamalarım geri besleme yoluyla Ä°letebilirler. Metinde verilmek istenen ana mesajları, kendilerine ait örneklerle ve gerekçelerle ortaya koymaları gerekir ki, sonunda ilgili konudaki bilgi ve doÄŸruların kiÅŸinin zihninde anlamlı ve fonksiyonel ÅŸekilde yerleÅŸip yerleÅŸmediÄŸi test edilebilsin. ÖÄŸrencilerin ilgili alandaki düÅŸünme biçimini kullanarak cevaplarını, kendilerine ait orijinal ifadelerle vermeleri teÅŸvik edilir.

4- Bilgiye DeÄŸer Vermenin Ölçüsü

Didaktik eÄŸitim teorisi: Ä°nsanlar bilginin deÄŸerini arayıp sorgulamadan önemli düzeyde bilgi edinebilirler. Bundan dolayı öÄŸrencinin deÄŸerlendirme kriterlerinde önemli bir dönüÅŸüm olmaksızın eÄŸitim gerçekleÅŸtirilebilir. Açarsak; eÄŸitimde verilen bilgiler, deÄŸerlendirmeye maruz bırakılmazlar ve edinilen bilgilerin yeni deÄŸerlendirme kriterleri oluÅŸturması ÅŸart deÄŸildir. Meselâ ders kitapları, öÄŸrencileri konuya çalışmanın ve ÖÄŸrenmenin önemi hakkında bilgilendirirken, oradaki bilgilerin hayattaki yeri, yaran ve edinilen bilgileri kullanmaları konusunda çok ciddi gerekçeler sunmazlar.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi: Ä°nsanlar sadece aradıkları, deÄŸer verdikleri ve kullanmak istedikleri bilgiyi edinebilir ve bilgi havuzlarına entegre edebilirler. Bunun dışında yapılan bilgi edinme ve öÄŸrenme faaliyetleri yüzeyseldir ve geçicidir, öÄŸrenilen bilgiler çok çabuk unutulur. SaÄŸlıklı bir eÄŸitim, eÄŸitilen kiÅŸinin temel deÄŸerlerini ve bakış açılarını temelden dönüÅŸüme uÄŸratır. KiÅŸileri hayat boyu öÄŸrenmeyi vazgeçilemez bir alışkanlık hâline getiren ve sebep-sonuç prensiplerine göre düÅŸünebilen rasyonel bireyler hâline dönüÅŸtürür.

Böyle bir eÄŸitimde öÄŸrencilere sadece anlamlı gelen sorular yöneltilir ve ilgili alanın problem çözme, analiz ve sentez yöntemlerini kullanarak yöneltilen soruların cevaplarını araÅŸtırmaları teÅŸvik edilir. ÖÄŸrenciler hazır soru ve cevap listelerinin kendilerine depolandığı bir veri bankası veya ansiklopedi olmaktan kurtulmuÅŸ olurlar. Onlar, ihtiyaç duyduÄŸu bilgiyi doÄŸru tanımlayan, araÅŸtıran ve eriÅŸtiÄŸi bilgiyi analiz ve senteze tâbi tutabilen, bilgi ve doÄŸruyu arayan bireyler hâline gelirler.

5- Kazanılan Bilginin Ölçümü ve DeÄŸerlendirilmesi

Didaktik eÄŸitim teorisi: Dersle ilgili sınavlarda soruları doÄŸru ÅŸekilde cevaplayabilen, tanımlamaları doÄŸru yapabilen ve formülleri doÄŸru uygulayabilen bir öÄŸrenci, ilgili konudaki bilgisini ve anlamasını gerçekleÅŸtirmiÅŸ baÅŸarılı bir öÄŸrencidir. Çünkü didaktik öÄŸretinin yaklaşımı, kelimeyi bilmenin, tanımını bilmeye eÅŸdeÄŸer olduÄŸu ÅŸeklindedir. Bundan dolayı didaktik öÄŸreti, tanımlamalara ve salt gerçeklerin belleÄŸe transferine aşırı önem verir.

ÖÄŸrenciler bol miktarda test sorulan çözerek, tanımlamaları ve salt gerçekleri hatırlamaya yönelik becerilerini geliÅŸtirirler. Dolayısıyla bu test paketçiklerindeki sorulan baÅŸarılı ÅŸekilde cevaplayan öÄŸrencinin, ilgili konuda derin ve gerçekçi öÄŸrenmeyi baÅŸardığına hükmedilir ve öÄŸrenci sertifika almaya veya kredilendirilmeye hak kazanır.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi: ÖÄŸrenciler çoÄŸu kez doÄŸru cevapları iÅŸaretlemelerine, tanımlamaları hatırlamalarına ve formülleri uygulayabilmelerine raÄŸmen, hâlâ sorulan, tanımlamaları ve formülleri anlamamakta ve bunlann temellerini kavrayamamaktadır. Çünkü gerçek bilginin, öÄŸrenmenin ve anlamanın delili, öÄŸrencinin ilgili konudaki bilgisinin önemini ve anlama düzeyini, kendi kelime ve cümleleriyle kendine ait analojiler ve örneklerle ve gerekçelerini sıralayarak anlatabilme kabiliyeti ve derecesidir. ÖÄŸrenci ancak gerekiyorsa ve iliÅŸkiliyse hatırlamaya dayalı bilgileri ve gerçekleri aynen kullanmalıdır.

6- Bilginin GeçerliliÄŸini Belirleyen Otorite (Hazır Soru Cevap Setleri mi, DüÅŸünme Standartları mı?)

Didaktik eÄŸitim teorisi: ÖÄŸrenme esas olarak, özel ve kiÅŸisel, monolog bir zihnî iÅŸlem olup, ÖÄŸrenciler, yerleÅŸik ve oturmuÅŸ doÄŸrulara, Ä°lgili bilgi ve doÄŸrular konusunda uzman kiÅŸinin rehberliÄŸinde doÄŸrudan doÄŸruya ulaÅŸabilirler. ÖÄŸretmenin sahip olduÄŸu otoriter cevaplar, öÄŸrencinin öÄŸrenip öÄŸrenmediÄŸini ölçmede temel standartlardır.

Sorgulayıcı eÄŸitim teorisi: ÖÄŸrenme esas olarak kolektif, kamuya açık, diyaloga dayalı ve diyalektik iÅŸlem basamaklanmn geçerli olduÄŸu zihnî bir faaliyet olup, kiÅŸi doÄŸrulara ve gerçeklere aniden, doÄŸrudan doÄŸruya, zihnî ve kalbî zahmet ve çile çekmeden ulaÅŸamaz. DoÄŸru ve gerçeÄŸe ulaÅŸma ve onu arama, bitmeyen bir yolculuk olup. sürekli tashihi ve gözden geçirmeyi mecburi kılar. Bu yolculukta düÅŸünce zikzakları, yanılmalar, kendisiyle zıtlaÅŸmalar, tutarsızlıklar, hatalı ve yanlış kavramlar, çeliÅŸkiler ve sıkıntılar ve yer yer çözümsüzlükler kaçınılmazdır.

Zaman boyutu içerisinde akan varlık ve hâdiselerin gerçekçi ve doÄŸru fotograflarını yakalayabilmek ve deÄŸiÅŸmeyen ebedî mücerret (soyut) hakikatlerin ve doÄŸruların somut nesnel dünyadaki yansımalarını yakalamak veya temsil edebilmek için bu zihinsel yolculuk sürekli olmalıdır. Verilen hakikatlerin nesnel dünyadaki temsilini veya yansımalarını yakalayabilmek ve üretilmiÅŸ bilginin geçerliliÄŸini ve doÄŸruluÄŸunu test edebilmek için böyle bir bakış açısının kazanılması gereklidir.

Bu aynı zamanda verilen hakikatlerin sürekliliÄŸi ile temsil ve yansımalarının deÄŸiÅŸimi arasındaki ince dengeyi kurup devam ettirebilmenin yolu olacaktır. DoÄŸruyu ve gerçeÄŸi arayıp bulmanın bu yönteminde otoriter cevaplar yoktur. Bunun yerine kamuya açık, diyaloga yönelik bir sorgulama faaliyetinde otorite olarak düÅŸünme standartları ve referanslar vardır. Bu düÅŸünme standartlan, bilgi ve ahlâkla iliÅŸkili olmak üzere iki gruptur. Bilgiye yönelik entelektüel standartlar, konuyla iliÅŸkililik, doÄŸruluk, kesinlik, açıklık, derinlik, geniÅŸlik ve makullük dereceleri olarak özetlenebilir. Ahlâkla iliÅŸkili entelektüel standartlar ise, tevazu, cesaret, düÅŸünce ve davranış bütünlüÄŸü, empati, makullük, doÄŸruyu ve gerçeÄŸi aramada ve savunmada sebat ve sabır olarak özetlenebilir.

Didaktik eÄŸitim teorisi üzerine bina edilmiÅŸ ve pratikte büyük ölçüde ezbere dayanan Türk eÄŸitim sistemi, her ÅŸeyin kompleks, çok boyutlu ve iliÅŸkili hâle geldiÄŸi dünyada bu deÄŸiÅŸimlere yön verebilecek düzeyde kendini yenileyememiÅŸtir. EÄŸitim sistemindeki yeniden yapılanma çalışmaları da ÅŸekilci reformlarla (mevzuat deÄŸiÅŸiklikleri gibi) sınırlı kalmıştır. Bu vahim durumu daha da kötüleÅŸtiren ÅŸey, bir milletin geleceÄŸinin ÅŸekillendirildiÄŸi eÄŸitim sisteminin ideolojik tartışmaların tam merkezinde olmasıdır.

Sonuçta eÄŸitim sistemimiz bu olumsuzluklar kıskacı altında çağını aÅŸabilecek insan yetiÅŸtirme vizyonunu ve idealini teorikte korusa bile pratikte kaybetmiÅŸtir. Yukarıda yapılan karşılaÅŸtırmalı analizler, çok açık ÅŸekilde ortaya koymaktadır ki, Türk eÄŸitim sistemindeki krizler, ÅŸekilci ve semptomatik reformlarla deÄŸil, ancak sorgulayıcı-düÅŸünme merkezli eÄŸitim teorisini esas alan yapıyı düzenlemeyi hedefleyen ve köklü reformlarla uzun bir süreçte çözülebilecektir. Ayrıca sorgulayıcı-düÅŸünme eksenli eÄŸitim teorisini eÄŸitimin merkezine alırsak, 21. yüzyılın hızla deÄŸiÅŸen, kompleks dünyasına uyum saÄŸlayabilecek nesilleri de yetiÅŸtirme imkânı ve fırsatı bulacağız.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

- Paul. R. Critical Thinking. What Every Person Needs to Survive in Rapidly Changing World, Foundation for Critical Thinking. USA, (1996).

- Tiliz, T, Ezbere Hayır. İnkılap Kitapevi, İstanbul. (1996).

- Flew. A, Thinking about Thinking. Fontana Press. London, (1989).

- Critical thinking books and software catalog. . P.O box, 448, Pasific Grove, CA.

- Dimensions of Learning and Tactics for Thinking Publisher: Association for supervision and curriculum development (ASCD), (1995).

- Perkins D, Goodrich J, Owen and S.Tishman. Thinking connections: learning to think and thinking to learn. Dale seymour publications. (1996)

 

Dr. Selim ÇALDIRANLI

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°