header image
Matematik Haberleri ArÅŸivi arrow Matematik haberleri arrow Kutsal sayı sistemi AkÅŸam 2005
Kutsal sayı sistemi AkÅŸam 2005 Yazdır E-Posta

Sümer matematiÄŸi, 'altmış tabanı' üzerine kuruluydu. Yani bugün bizim matematik ve hesap sistemimize temel oluÅŸturan 'on tabanı'na ayarlı matematiÄŸimizdeki, 10 rakamının kuvvetleri üzerine kurulu 'birler basamağı, onlar basamağı, yüzler basamağı' gibi hanelerin yerinde, Sümer matematiÄŸinde 60 rakamını temel alan 'birler basamağı, altmışlar basamağı, üç bin altı yüzler basamağı' haneleri yer alıyordu. Bu sistem, bütün Mezopotamya kültürlerinde 'kutsal sayı sistemi' olarak görülmüÅŸtü. 

Zaman içinde, 'saf altmışlı matematik' yalnızca tapınakların ve rahiplerin göksel hesaplamalarına bırakılırken, günlük hayatta kullanılmak üzere, hesaplamayı kolaylaÅŸtırıcı 'ara basamaklar' eklendi bu sisteme: '600'ler basamağı, 6000'ler basamağı' gibi. Ancak rahipler, kendi hesaplarında saf altmışlı sistemi kullanmayı sürdürdü.

Hesapların şifresi

Bu matematiÄŸin, 'göksel' ve kutsal kabul ettiÄŸi, oldukça özel bir sayının, farklı ve kritik bir kullanımına dikkat çekti Sitchin: Bu, 'göksel taban' olarak kabul edilen 60 sayısının ikinci kuvvetine, yani 3600'e eÅŸitti ve çoÄŸu kez özel bir simgeyle gösteriliyordu. Bundan daha da önemlisi, Akat dilinde 'Åžar' adı verilen bu sayı yalnızca soyut bir matematiksel deÄŸeri deÄŸil, uzun tarihsel evreleri ölçmekte kullanılan bir 'zaman birimi'ni gösteriyor ve bütünüyle 'göksel devinim' ile iliÅŸkilendiriliyordu. 'Åžar' özel simgesiyle gösterilen deÄŸer, '3600 Yıl' süren çok özel ve temel bir döngüyü vurgulamaktaydı. Sümer Kral Listeleri ve benzeri tarihi kayıtları inceleyen Sitchin, bu belgelerde zamanın 'Åžar' cinsinden ölçüldüÄŸünü ve hanedanların sürelerinin '10 Åžar, 8 Åžar' gibi, 3600 yılın katlarından oluÅŸan deÄŸerlerle ifade edildiÄŸini gördü.

Ayetteki çeviri hatası

'Åžar' ile ilgili saptaması, Zecharia Sitchin'in teorisindeki en kritik noktalardan biri. Gerçekten de hem göklerle ilgili ve 'kutsal' olarak kabul edilen, hem de uzun zaman evrelerini ölçmekte kullanılan böylesi bir periyot, daÄŸarcığında çok önem verilen, gizemli bir gök cisminin bulunduÄŸu, astronomiye meraklı bir toplumda, çok büyük bir olasılıkla o gök cisminin yörünge süresini simgeleyecektir. Sitchin, Babilli tarihçi Berossus'un, Sümer tarihiyle ilgili çıkardığı kronolojilere dikkati çeker. Berossus'a göre, insanlık tarihinin baÅŸlangıcından Tufan'a dek, '120 Åžar' geçmiÅŸtir; yani 432 bin yıl. Bu noktada Sitchin Tevrat'a döner ve Tekvin kitabında Tufan'ın hemen öncesini anlatan ayetlerden birindeki çevirinin (ya da adaptasyonun) yanlış yapıldığını belirtir: Ä°nsandan hoÅŸnutsuz olan Tanrı, bir büyük tufanla bu ırkı cezalandıracağından söz etmekte ve 'Zamanı yüz yirmi yıl olacaktır' ifadesiyle insan ömrünü kısalttığı izlenimini vermektedir. Oysa yine Tekvin'de tufan sonrasını anlatan bölümlerde, Nuh ve onu izleyen kuÅŸakların 120 yıldan çok daha uzun yaÅŸadıkları belirtilir. Bu çeliÅŸkiyi Sitchin, söz konusu ayetteki çeviri hatasına iÅŸaret ederek ortadan kaldırır: Orijinal ifadede 'Zamanı yüz yirmi yıl olacaktır' deÄŸil, 'Zaman yüz yirmi yıl idi' dendiÄŸini ve buradaki 'yıl' kavramının 'dünya yılı' deÄŸil, 'Åžar' olduÄŸunu, yani 3600 yıllık bir döngüye baÄŸlı hesaplamanın yapıldığını vurgular. Bu durumda, Berossus'un tarihçesinde tufana iliÅŸkin olarak verilen zaman hesabıyla, Tekvin'deki ayet birbiriyle tamamen uyumlu hale gelmekte ve tufanın gerçekleÅŸtiÄŸi tarihin, insanlığın baÅŸlangıcının 432 bin yıl sonrası olarak iÅŸaretlendiÄŸi ortaya çıkmaktadır.

Yedi yıldız, yedi bilge

Hint kültüründe, tıpkı Mezopotamya'da olduÄŸu gibi, 3600 yıl süren, 'Saptarshi' adlı özel bir döngü çıkar karşımıza. SözcüÄŸün tam açılımı, 'Sapta Rishi'dir, yani 'Yedi Bilge'. Bu özel ad, Hindistan'dan Ä°ran'a ve Yunan kültürüne, hatta Orta Amerika'nın Maya uygarlığına dek her yerde karşımıza çıkar. 'Yedi Bilge', kuzey göklerindeki en bilinen takımyıldıza, yani Büyük Ayı'nın 'kepçe'sine verilen adlardan biridir ve bu kepçeyi oluÅŸturan yedi parlak yıldızdan esinlenmektedir. Ä°lginç olan, bir önceki bölümde sözünü ettiÄŸimiz 'göksel vekalet' sistemiyle ilgili tipik örneklerden birinin Orta Amerika kültürlerinde var olması ve yine 'Yedi Bilge' adını alan Büyük Ayı takımyıldızıyla ilgili olarak karşımıza çıkmasıdır: Orta Amerika kültürlerine göre 'uzaklardan gelen yabancı' kimliÄŸindeki bir göksel savaÅŸçı, 'Yedi Bilge' takımyıldızıyla ve 7 rakamıyla baÄŸlantılı deÄŸerlendirilmektedir. Bir baÅŸka deyiÅŸle Atlantik'in diÄŸer yakasındaki kültürlerde de bu yabancı ve güçlü gök cismine, yokluÄŸunda 'Büyük Ayı' vekalet etmektedir; çünkü ortaya çıkıp göksel savaşı gerçekleÅŸtirdiÄŸi alan da 'yedi yıldız' içermektedir (güney göklerindeki Orion'un dört 'köÅŸe'si ve 'kuÅŸak bölgesi'ni oluÅŸturan yıldızlar), yolculuÄŸunu tamamladıktan sonra gözden kaybolduÄŸu göksel alan da yedi yıldız tarafından belirlenmektedir (kuzey göklerindeki 'kepçe'nin yedi yıldızı.) Bu konuya ve Orta Amerika'da Marduk ile 7 rakamının iliÅŸkisine, izleyen bölümlerde geri döneceÄŸiz.

Sayısal bilmece

Mezopotamya kültürlerinde, her birinin birer göksel karşılığı olan 'tanrı'lara, birer de kutsal sayı ithaf edildiÄŸinden söz etmiÅŸtik. Üzerinde '3 ve 20' rakamlarının geçtiÄŸi yazıtlar, GüneÅŸ Tanrısı ÅžamaÅŸ (Utu) kültünün yaygın olduÄŸu kentlerde bulunmuÅŸtur. '3 ve 30' ifadelerini içerenlerse, Ay Tanrısı Sin'in (Nanna) kült merkezleri olarak bilinen kentlerde. ÅžamaÅŸ'ın kutsal rakamının 20, Sin'in kutsal rakamının da 30 olduÄŸunu bildiÄŸimize göre, bilmecenin ikinci yarısı anlaşılır hale gelir: 20 GüneÅŸ Tanrısı'nı, 30 da Ay Tanrısı'nı simgelemektedir. Ama geriye yine anlaşılmaz bir nokta kalır: Bütün bu yazıtlarda, Åžar sözcüÄŸü yerine kullanılan sayısal ifadenin solunda yer alan 3 rakamı, hangi göksel olguyu simgelemektedir?

Bu noktada, Mezopotamya yıldız kültüründe ve göksel matematiÄŸinde yer alan '3600 yıl' deÄŸerini, bire bir Marduk'un yörünge süresi olarak kabul eden Zecharia Sitchin'in yaklaşımı açısından da küçük bir sorun çıkmaktadır ortaya: Åžar yerine kullanılan bu '3' rakamı, 3600 deÄŸeriyle nasıl baÄŸdaÅŸtırılacaktır? Sitchin, tam 3600 yıl üzerine kurulu bir hesaplamadan, yani Mezopotamya verilerindeki bu 'yuvarlak' rakamın bütün hassasiyetiyle Marduk'un yörünge süresini ifade ettiÄŸi görüÅŸünden vazgeçmiyor. Ayrıldığımız nokta da tam burada ortaya çıkıyor zaten ve benim kiÅŸisel açıklamam ve görüÅŸüm, yukarıda sözünü ettiÄŸimiz '3 bilmecesi'nin çözümünde yer alıyor.

Rahiplerin kayıtları

Mezopotamya matematiÄŸinin, özellikle de halkın kullandığı günlük hesaplamalar deÄŸil, tapınak rahiplerinin kayıtlarına temel oluÅŸturan 'kutsal matematiÄŸin', bütünüyle 60 tabanına yaslandığından söz etmiÅŸtik. 'Gökyüzü' anlamına gelen ve 'evrensel yaratıcı' olarak görülen, Tanrı Anu'ya verilen rakamdır 60. Ä°nançla bilimin iç içe geçtiÄŸi eski Mezopotamya toplumlarında, matematik sistemi de 60 rakamı üzerine kurulmuÅŸtur. Kısa bir örnekle, altmışlı sistemin kullanımını açık ve anlaşılır hale getirelim: Biz, matematiÄŸimizde 10 tabanını kullanıyoruz ve sayıları yazarken temel aldığımız haneleri, 10 sayısının kuvvetlerine göre belirliyoruz. 'Birler Basamağı', aslında '10 üzeri sıfır' deÄŸerini ifade ediyor (bir sayının sıfırıncı kuvveti bire eÅŸittir.) Buraya yazdığımız rakam, belirttiÄŸimiz sayının içinde kaç tane '10 üzeri sıfır', yani 1 olduÄŸunu gösteriyor. Onlar basamağımız, '10 üzeri 1'i, yani 10 deÄŸerini ifade ediyor (bir sayının birinci kuvveti, kendisine eÅŸittir.) Yüzler basamağımız da, '10 üzeri 2'yi, yani 100 deÄŸerini simgeliyor. Dolayısıyla biz, sözgelimi 325 rakamını yazmak için, birler basamağına 5, onlar basamağına 2 ve yüzler basamağına da 3 yazıyoruz: '325 sayısı, üç tane yüz, iki tane on ve beÅŸ tane birden oluÅŸur' demiÅŸ oluyoruz yani.

Mezopotamya rahipleri ve matematikçileri de, aynı yöntemi 10 sayısını deÄŸil, 60 sayısını temel alarak kendi sistemlerine uyguluyorlar. Onların 'birler basamağı', temel rakamın sıfırıncı kuvvetini, yani '60 üzeri sıfır'ı vurguluyor. Ardından gelen basamak, 'Altmışlar basamağı', yani '60 üzeri 1' hanesi. Bir sonrakiyse, 'Üç bin altı yüzler basamağı'nı temsil eden '60 üzeri 2' için ayrılmış hane. Bu durumda, bir Mezopotamyalı rahip, sözgelimi 7263 sayısını yazmak için, 3600'ler basamağına 2, 60'lar basamağına 1 ve birler basamağına da 3 deÄŸerlerini yerleÅŸtiriyor.

Åžimdi, kimi Elam ve Akat kentlerindeki yazıtlarda yer alan bilmeceye, yani Åžar yerine kullanılan sayısal ifadelerdeki '3' deÄŸerine geri dönelim. Çiviyazısı rakamlarında 1, tek bir dikey çentik simgesiyle gösteriliyor. 2 yazmak için bu iÅŸaretten iki tanesini, 3 yazmak için de üç tanesini yan yana kullanıyorsunuz. Dolayısıyla, arkeolog ve matematikçilerin kafasını karıştıran 3 sayısı, yan yana üç tane çentikten oluÅŸuyor. Ama bu sayının 'Åžar' ile ve onun temsil ettiÄŸi eÅŸsesli bir hece olan '3600 yıl' ile ilgisini kurmak bu noktada zorlaşıyor. Peki ya bu çentikler, tapınak rahiplerinin gizemci ÅŸifrelemeleri gözetilerek yazılmışsa ve her bir çentik, aslında belli 'basamak'lardaki deÄŸerleri temsil ediyorsa? Bu durumda, birler basamağında 1, altmışlar basamağında 1 ve üç bin altı yüzler basamağında 1 iÅŸareti var demektir ve belirtilmek istenen deÄŸer 3 deÄŸil, bu durumda 3600 + 60 + 1, yani 3661 olacaktır!

Bilmecenin çözümü buysa, 'Åžar' kavramını, yani bir anlamda Marduk'un periyotunu simgelemek üzere kullanılan 3661 sayısı, bu gök cisminin yörünge süresi olabilir mi?

31 Mart 2005

Kaynak: AkÅŸam  

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°