header image
Matematik Haberleri ArÅŸivi arrow Matematik haberleri arrow Hiperrasyonel hırsızlar AkÅŸam 2007
Hiperrasyonel hırsızlar AkÅŸam 2007 Yazdır E-Posta

Matematik ne iÅŸe yarar? "Matematik dersi neden var ki, ne iÅŸime yarayacak karekök almak benim?" sorusu hiperrasyonelliÄŸin en güzel örneklerinden birisidir. "Bir iÅŸe yarama", hiperrasyonel düÅŸüncenin temel varsayımıdır. 

Evimizin kapısının önünden bir sokak geçiyor. Bir parmaklığın arkasında yetiÅŸtirdiÄŸimiz Sakız (adası) sardunyaları küresel ısınmayı bahar geldi sanıp, çiçek açtılar. Parmaklıktan sokaÄŸa fışkıran çiçekler, kapının önünden geçen sabah yürüyüÅŸçüsü birkaç kadının dikkatini çekmiÅŸ. Bunu nereden anladım? Evden çıkarken bir de baktım ki, kadınlardan bir tanesi sardunyaları sapından köküyle, hatta toprağıyla, avuçlamış çekeliyor. "ne yapıyorsunuz?" dememle birlikte, "eh, sizde bunlardan çok var" diyerek iÅŸleme devam ettiler. Ben de böyle durumlarda adetim olduÄŸu üzere saksılarımızın soyulmasına bakakaldım..

Neden tepki veremediÄŸimi düÅŸündüm Çok olan bir ÅŸeyden az bir ÅŸey almanın bir sakıncası olmayacağı düÅŸüncesi ilk duyuÅŸta pek de mantıksız gelmemiÅŸti. Birazcık almakla bitecek deÄŸildi ya. Tıpkı bir çocuÄŸun misafirliÄŸe gittiÄŸi evde saÄŸdan soldan bulduÄŸu ÅŸeyleri cebe atması, kendisi ile baÅŸkası arasında ayrım yapamadığı için kendisine ait olan ile baÅŸkasına ait olana arsındaki farkı görememesi gibi. Hırsızlığı sadece özel mülkiyet dönemi ile özdeÅŸleÅŸtiren, dolayısıyla bir adaletsizliÄŸin düzeltilmesi anlamında, biraz da Robin Hood'ca biçimde, kabul edilebilir gören yaklaşımları belki baÅŸka zaman tartışırız.

Benim derdim kendi ellerimle diktiÄŸim Sakız sardunyalarının tanımadığım bir takım kiÅŸilerce yolunmasından ibaret. Bu davranışa getirdikleri açıklamayı bir an için rasyonel gördüÄŸümden ötürü de kendime ÅŸaşırdım önce. Sonra, bu rasyonel düÅŸüncenin aslında yabancısı olmadığımı, "Devletin malı deniz..." diye baÅŸlayan özdeyiÅŸin anavatanında olduÄŸumu hatırlayarak, kendimi avuttum. Mantıklılık ve rasyonellik ile hırsızlık arasındaki kuvvetli iliÅŸkinin atasözleri düzeyindeki bir baÅŸka sloganı da "minareyi çalanın kılıfı hazırlaması" ifadesinde vücut bulur.

Kendi içinde tutarlı, bir "dümdüz" mantık dizisine uyan anlamdaki rasyonelliÄŸe en güzel örnekleri çocuklukta bulabiliriz. Belki bu tip rasyonelliÄŸi akıllı uslu düÅŸünme anlamına gelen rasyonellikten ayırt edebilmek için, hiperrasyonel demek, aklı başında insanları incitmekten beni kurtarır.

Matematik ne iÅŸe yarar? "Matematik dersi neden var ki, ne iÅŸime yarayacak karekök almak benim?" sorusu hiperrasyonelliÄŸin en güzel örneklerinden birisidir. "Bir iÅŸe yarama", hiperrasyonel düÅŸüncenin temel varsayımıdır. Üstelik, bir iÅŸe yarayacaksa bugün yaramalıdır. Yarın ne olacağını kim bilebilir? Yarar görünmelidir, ya nakitte kalınmalı ya da gayrimenkulden ÅŸaşılmamalıdır. Ticaretin sanayiye, kulaktan dolma bilginin bilime, popun klasiÄŸe, tembelliÄŸin çalışmaya üstün tutulması, "ne yararı var ki?" sorusu ile baÅŸlayan düÅŸünce zincirinin kaçınılmaz sonucudur. Sadece iÅŸe yarayan ÅŸeyler yapmak, "abuk sabuk ÅŸeylerle", "entel dantel iÅŸlerle" uÄŸraÅŸmamak, sanki üretken bir toplumun temel ilkesi gibi gözükse de, "havadan sudan", "suya sabuna dokunmadan" konuÅŸmanın ustaları da hiperrasyoneller arasından çıkarlar.

Ülkemizdeki her 10 öÄŸrenciden 11'inin başının kuÅŸaklar boyu dertte olduÄŸu matematik dersini lüzumsuz bulmak (dört iÅŸlem bilmenin dolar milyarderi olmaya yettiÄŸinin ülkesinde), ülkenin bölünmezliÄŸini savunmak ya da Türkiye'nin Türklere ait olduÄŸunu söylemek kadar prim getiren, nerede söyleseniz omuzlara alınmayı garantileyen bir baÅŸka önermedir (oxymoron'a karşılık gelen güzel bir Türkçe kelime bulun, onu kullanayım). Matematik problemi çözerken ya da geometri teoremi (geometrinin düÅŸmanı da çoktur bu arada) ispatlarken kullandığınız beyin bölgelerini, bir sorunu birkaç yönüyle ele alırken, gündelik hayatımızda kararsız kaldığımız durumlarda seçenekleri kıyaslarken de kullandığınızı söylemem ikna edici olmaz. Çünkü, "her ÅŸey matematik deÄŸildir", "hayatta iki kere iki her zaman dört etmez" ya da "her ÅŸey öyle okulda öÄŸretildiÄŸi gibi deÄŸil" sloganlarının gürültüsü, ne demek istediÄŸinizi bile anlatamadan sizi susturur.

Hiperrasyonel fanatiktir. Hiperrasyonellik tek düze, yeni açılımlara yer bırakmayan, kendi içinde tutarlı, monoblok, kafa karıştırmayan, o yüzden de anlaması kolay ve de inandırıcıdır. Ä°nandırıcı, akla yakın, mantıklı olmak hakikati temsil anlamına gelmez. FaÅŸizm ve benzeri toptancı ve hipernasyonel ideolojilerin düÅŸünce altyapısı bu anlamda en akla yakın, en tutarlı tezleri içerir, tek kelimeyle, hiperrasyonel olarak tanımlanabilirler. "Asmayalım da besleyelim mi?" ile baÅŸlayan inciler, ya da "benim öngördüÄŸüm ÅŸekilde yaÅŸamıyorsa, zaten yaÅŸamıyor demektir, öyleyse zaten yaÅŸamıyor olanı öldürmek bir cinayet deÄŸil, bir hizmet sayılmalıdır". Aklı başında birçok gencin, son siyasi cinayetler hakkında "eh baÅŸka türlü olamazdı" gibisinden birçok yetiÅŸkini dehÅŸete düÅŸüren, bu arada aynı konuda "su testisi su yolunda..." söylemli yetiÅŸkin yazar çizerleri de aÅŸan ifadeleri, gençliklerinin hiperrasyonelliÄŸine baÄŸlanabilir.

Hiperrasyonellik gençliÄŸe, hatta çocukluÄŸa özgüdür. Peki, ülkenin genç olmayan nüfusunun hiperrasyonelliÄŸini neye baÄŸlayacağız? Genç kalmalarını neye borçlular sizce?

Sakız sardunyalarımı çalan kadınların dediÄŸi gibi, "ötekinde bu kadar çok varsa, birazcık almakta bir sakınca yoktur". Çalmak, yapmaktan ya da üretmekten kolaysa, kalkıp o kadar "uÄŸraÅŸmak ne iÅŸe yarıyor?" ise, hırsızlığın ne sakıncası var hakikaten?



Esprinin hiperrasyoneli

Gençlere cep telefonu hattı reklamındaki espriler nedense gençken tercih edilir. Belki gençlerin mantığı bu dönemde sadece hayatı deÄŸil, hayatın dilini de farklı görüyor. Ä°ÅŸim gereÄŸi her yaÅŸtan çocuk ve gençle, bilhassa da, kafası orijinal biçimde iÅŸleyen, toplumun çoÄŸunluÄŸundan farklı olanlarıyla çok zaman geçiriyorum. Espri anlayışları bana da bulaÅŸtı, kendi çocuklarımı cumartesi faaliyetlerinden almak için oyalanırken kendi kendime birkaç tane uydurdum, yazıyı hafifleteyim: "Yunan-lı mısınız? Hayır, Yunan-sız-ız" Bu saçmalama sürecine kızım da katkıda bulundu: "Fransızların neyi eksiktir? Fran'ları. " Devam etti: "ben çok gül-düm, sen de papatya". Espri yaÄŸmuru bizi dinleyen tanımadığımız bir baÅŸka çocuÄŸun "anıtK1, anıtK2" katkısı ile sonlandı. Kendi çocukluÄŸumdan hatırladığım, Amerikan esprisi adıyla anılan, soÄŸuk esprilerden birisi son dakikada aklıma geldi: "Adamın başına radyo düÅŸmüÅŸ, ama bir ÅŸey olmamış. Neden? Çünkü radyoda hafif müzik çalıyormuÅŸ, hah hah ha..." Amerikalılar bir, biz iki. HiperrasyonelliÄŸin kralıyız, kraliçesiyiz (bu son cümle de 8 Mart'a benim katkım)

05.03.2007

Kaynak: AkÅŸam  

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°