Sayfa 1 / 5 Talim ve Terbiye Kurulu BaÅŸkanı; Sayın Prof. Dr. Ä°rfan ErdoÄŸan’ın EÄŸitim sistemimiz dün olduÄŸu gibi bugün de içinde birtakım çeliÅŸkileri barındırmaktadır. EÄŸitim sistemimizin iyileÅŸtirilmesine yönelik olarak her dönemde çeÅŸitli adımlar atılmıştır. EÄŸitim adına atılan bu adımların hiçbirinin kötü niyetli olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Ancak bugün geçmiÅŸte atılan adımları deÄŸerlendirdiÄŸimizde, sonuçlarının istemediÄŸimiz noktaya gelmesinin de söz konusu olabildiÄŸini görüyoruz. ÖrneÄŸin, 1980’li yıllarda yıldızı parlayan Anadolu Liselerini ele alalım. Bu okullar, toplumda büyük talep gördü; öÄŸrencilerimiz, velilerimiz bu okullara raÄŸbet etti ve sonuçta arz talep dengesini saÄŸlama adına bu lise türünün sayısı artırıldı. Ancak bugün sistem içerisindeki yerini incelediÄŸimizde, 600’e ulaÅŸan sayılarıyla bu okulların eÄŸitim sistemimizi kurum olarak deÄŸil ama iÅŸleyiÅŸ olarak tahrip eder hâle geldiÄŸini görüyoruz. Bu okullar, eÄŸitim sistemimizi, eÄŸitim tarihimizde ve eÄŸitim kültürümüzde hiç rastlamadığımız bir yapıya büründürerek üniversiteye öÄŸrenci gönderen iddialı okulların ortaya çıkmasına ve iddiasız okulların meydana gelmesine sebep oldu. 20 yıl öncesine kadar Türkiye’de böyle bir yapı yoktu. Trabzon’daki, Mersin’deki, Edirne’deki, Hakkâri’deki her lisemizin bir iddiası vardı. Ancak bugün hepimiz kabul ediyor ve görüyoruz ki liseler arasında üniversiteye öÄŸrenci gönderebilen okullar, gönderemeyen okullar diye bir tasnifle karşı karşıyayız. Dikkatli olmazsak tarihimizde hiçbir zaman olmadığı kadar kesin çizgilerle ayrılan bir sosyal sınıflar sistemini kendi ellerimizle yaratabiliriz. Böyle bir tehlikeyi maalesef yaÅŸamaktayız. 20 yıl öncesine kadar Türkiye’nin okulları, sosyo-ekonomik durumu, etnik yapısı, kültürü ne olursa olsun kiÅŸileri yukarılara çok iyi taşıyan ve bu yönüyle dünyaya örnek olan bir sistemdi.
|