header image
Matematik Haberleri ArÅŸivi arrow Matematik haberleri arrow Mimar Sinan’ın mantığını çözdü
Mimar Sinan’ın mantığını çözdü Yazdır E-Posta

Yaklaşık iki yıldır Mimar Sinan’ın deÄŸiÅŸik eserlerini inceleyerek mantığını çözen ve edindiÄŸi bilgileri bir kitapta toplayan mühendis Vahit OkumuÅŸ, bugünkü mimaride birçok bilginin yanlış olduÄŸunu, eski eserleri onarırken de çok yanlışlar yapıldığını söylüyor.

Ayasofya, Osmanlı camilerine ilham kaynağı olmuÅŸ, onları etkilemiÅŸ midir? Özellikle kubbe yapısı, Süleymaniye baÅŸta olmak üzere belli baÅŸlı camilerle aynı mimari özellikleri gösterdiÄŸine göre... Bir de Ayasofya’nın günümüzden 1500, Süleymaniye’den de 1000 yıl önce yapıldığını düÅŸünürsek... Bizans ve Batı mantığını kabul edince ortaya bu sonuç çıkabiliyor. Sonuçta ‘bütün Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu camilerinde Ayasofya’nın etkisi vardır’ diyenler de oluyor.

 

 

Ama gerçekte olayın aslı çok farklı. Pek çok onarım geçiren Ayasofya, Mimar Sinan sayesinde 500 yıldır ayakta duruyor. Ä°ddiayı dile getiren Ä°stanbul Teknik Üniversitesi mezunu inÅŸaat mühendisi Vahit OkumuÅŸ. Ä°ddiasını, yaklaşık iki yıldır eserlerini incelediÄŸi Sinan’ın mantığına ulaÅŸarak ortaya koymaya çalışıyor. Çıkış noktası da tarihi, yani zamanı laboratuvar olarak kullanıp “Bir eser, taşıyıcı sistemi onarım görmeden 500 yıldır saÄŸlam duruyorsa, bu eserin yapılış mantığı mutlaka doÄŸrudur.” oluyor.

OkumuÅŸ; eserlerini günümüz mühendis ve mimarlarının fark edemediÄŸi formüllere dayalı inÅŸa ettiÄŸinden sadece ‘mimar’ diyerek dar bir alana hapsetmek istemediÄŸi ve bilim adamlarının (mesela Newton ve Einstein’in) yalnız isimleriyle anıldığını hatırlatarak Sinan diye hitap ettiÄŸi Mimar Sinan’ın, tam manasıyla anlaşılamadığını söylüyor.

Anıtlar Kurulu ve Rolöve MüdürlüÄŸü’nden yetkililerin ricası ile bu iÅŸe giriÅŸtiÄŸini anlatarak, “Ben var olanı, yani Sinan’ın dehası ile ortaya koyduÄŸu eserleri inceledim. Çünkü Sinan var olmayanı yapmış. Dolayısıyla onun mantığını yakalayacağım, çünkü onun mantığı doÄŸru.” diye yola çıktıktan sonra elde ettiÄŸi veriler karşısında Sinan’a hayran kalmış. Ve tespitlerini “Sinan N/P=0/0” isimli bir kitapta toplamış.

Bugünkü teknik ve mühendislik bilgisi ile dünyada ne ikinci bir Ayasofya’yı ne de Süleymaniye’yi yapabilecek mimar, mühendisin bulunduÄŸunu iddia eden Vahit OkumuÅŸ, Sinan’ın bize “DoÄŸayı kendi mantığınıza sıkıştırmayın. DoÄŸanın mantığını bulun!” dediÄŸini anlatıyor. Kitabı devletin, özellikle de Kültür Bakanlığı’nın basmasını bekleyen OkumuÅŸ, bu sayede, “Ayasofya’nın Osmanlı camilerini etkilediÄŸi” iddiasının bilimsel bir çalışma ile çürütüleceÄŸini dile getiriyor.

1946 Çayeli doÄŸumlu, 1991 seçimlerinde SHP’den milletvekili adayı olan ve ‘deprem olacak’ ÅŸeklinde uyarılarda bulunarak kamuoyunda ‘Deprem Vahit’ olarak tanınan Vahit OkumuÅŸ, 1980’lerden sonra eski eser onarımları ile ilgilenir. Bu alanda isim yaptığından, özellikle 1999 depreminden sonra cami dernekleri tarafından inceleme araÅŸtırma yapmak için aranan kiÅŸi olur. Vahit OkumuÅŸ’la, Süleymaniye’de ve Mimar Sinan’ın onardığı KasımpaÅŸa’daki Piyale PaÅŸa Camii’nde görüÅŸtük.

-Sizi depremle ilgili açıklamalarınızla tanıdık. Sizin bir de eski eser merakınız varmış. Nasıl baÅŸladı bu?

25 senedir gerek müteahhit gerekse proje ÅŸefi, danışman olarak ilgileniyordum. Ancak 1999 depreminden sonra hemen her cami ile ilgilendik. Cami dernekleri bunu inceleyin diye çağırdı. Devlet pek sahip çıkamıyordu. Yunus’un bir sözü vardır. “Ä°lim ilim bilmektir. Ä°lim kendin bilmektir.” Bu, yanlış bir tefsirdir. Ä°lim, bilim bilmektir, bilim kendin bilmektir demek lazım. Ä°lim, bilinenleri bilmektir. Fakat biz bunu yanlış kullanıyoruz. Bilim adamı bilgiyi bulandır. Bunların hiçbirisi ve hiçbir ÅŸey yoktan var deÄŸil. Tabiatta var zaten. Var olanı bulduk. Onun için bilim demek, din demektir. Yani siz Allah’ın yarattıklarını buluyorsunuz. Bu nedenle Mimar Sinan bilim adamıdır. Bir formül bulmuÅŸtur. Bilim adamları buluÅŸları ile anıldığı için ben ona Sinan diyorum; mimar diyerek onu dar bir alana hapsetmemek için. Bugünkü bilim yanlış çözümler yapıyor. Ben Sinan’la öÄŸrendim bunu. -Neler yanlış mesela?

Statik çözümleri yanlış. Statik, bir binanın yükleri altında sistemlerinde oluÅŸan gerilmelerin hesap ÅŸeklidir. Yanlış olduÄŸunu Sinan’la öÄŸrendim.

-Nasıl tanıdınız Sinan’ı?

Bugünkü statik sistem, bulduÄŸu matematik çözüm yöntemine, yapacağı eserin bu sistemle çalışmasını ister. Sinan ise tasarladığı eserin çalışma mantığını bulur ve ona çözümler getirir. Bu, Sinan’ın temel buluÅŸudur. Eski eserlerle uÄŸraşırken ÅŸöyle bir ÅŸey gördüm. Sinan, bir yere bir taÅŸ koymuÅŸsa bunun bir nedeni, niçini vardı. Çok ilginçti. Diyorsun ki Sinan bunu niye yapmış, niçin yapmış? Ä°lk defa bu nokta beni çekmeye baÅŸladı.

-Buradan yakalandınız Sinan’a.

Evet. Dünyada üç tane büyük laboratuvar vardır. Birisi tarih, yani zaman, diÄŸeri dünyanın da içinde olduÄŸu âlem. Üçüncüsü ise insan. Kendinizi tanımıyor ve laboratuvar olarak kullanamıyorsanız bilim yapamazsınız. Ä°ÅŸte burada Sinan’ın eserlerinde tarihi, laboratuvar olarak kullanmak gerektiÄŸini sezdim. “Bir eser, strüktürü, yani taşıyıcı sistemi onarım görmeden 500 yıldır saÄŸlam duruyorsa bu eserin yapılış mantığı mutlak doÄŸrudur.” dedim. Mesela Süleymaniye 500 yıldır ayakta ve hiç bozulmuyor. Bu, tesadüf olamazdı. Sinan’ın buna benzer bir sürü eseri duruyor. Öyleyse bunun mantığı doÄŸru, benim bilgilerim yanlış mı diyerek iÅŸe baÅŸladım.

-Sonuçtan sebebe gittiniz...

Ortada Sinan’ın eserleri vardı. Bana gelip bu çalışmayı yap dediklerinde “Ben Sinan’ın mantığını yakalayacağım.” dedim.

-Kim talep etti böyle bir çalışmayı sizden?

Anıtlar ve Rolöve MüdürlüÄŸü’nden Dr. Hüseyin Kaya ve yüksek mimar Cenk OkumuÅŸ rica etti. “Savunup duruyorsun, yapıver bakalım.” dediler. Bir de kitaplarda Sinan sanki Ayasofya’dan esinlenmiÅŸ veya ondan kopya etmiÅŸ diye iddialar yer alır. Bütün dünyanın iddiası bu. Türkiye’dekiler bunun aksini savunurlar ama hep görsellikle. Bilimsel bir çalışmamız yoktu. Sıkıntı oluyordu. Çünkü Ayasofya daha önce yapılmıştı.

-Mimar Sinan’ın mantığını yakalayabildiniz mi?

Çalışmalara 2003’ün sonlarında baÅŸladım. Günlerce eserlerini sadece seyrettim, mantığını yakalamak için. Eserlerinde her ÅŸey simetrik, asimetrik hiçbir ÅŸey yok. Önce ÅŸu soruyu sordum kendime: “Bugünkü bilimin kullandığı metotlarla onun mantığını bulabilir miyim?” Denedim. Bir türlü yanaÅŸamadım. Ama bazı ipuçları yakaladım. Rolövelerden ve eski eser onaranlardan edindiÄŸim bilgileri de kullanarak “Niye bunu böyle yapmış?” diye sorguladım. Bir süre sonra onun gibi düÅŸünmeye baÅŸladım. Mesela kubbenin ortası delik olmalı diyorsunuz; çünkü çok önemli bir özellik. Gidip bakıyorsun kubbenin ortası hakikaten delik.

-Önce düÅŸünüp sonra var mı diye bakıyordunuz?

Elbette. Önce düÅŸünce ile buluyor, sonra test ediyordum. Bugünkü mühendislik hâlâ yanlış yapıyor. Yeni yapılan kubbelerde dairenin mesnedi (oturduÄŸu yer) yanlış. Romalılar Ayasofya’da bunu 15 derecede oturtmuÅŸ. Sinan ise yarım daire çizer, mesnedi aÅŸağı doÄŸru çizerek 15 hatta 14 derecede oturtur. Bunu yapmazsanız eÄŸilme gerilmesi sıfır olmaz, yani bu sistem çöker. Onun kendi buluÅŸudur. Mühendislik diliyle söyleyeyim. Tanjant alfa sıfır olduÄŸunda N/P ¹ 0 olur. Bu da mesnedin doÄŸru yapılamayacağını gösterir.

-Biraz açalım, bu ne saÄŸlamış oluyor bize?

Burada çekme kuvveti olmaz. Sinan böyle yapmasaydı Süleymaniye yıkılmıştı ÅŸimdiye kadar.

-Zamana daha mı dayanıklı hale gelir?

EÄŸilmeye dayanan cisimler vardır, bir de dayanmayan cisimler... Kemerler veya Horasan harcı ile örülmüÅŸ tuÄŸlalar hiçbir zaman eÄŸilmeye çalışmaz. Sadece basınç kuvvetine çalışır. Sinan öyle bir form oluÅŸturuyor ki, sistem sadece basınç kuvvetine çalışıyor. Bunu yapabilmesi için de mesnedi 15 dereceye indiriyor ve kubbenin ortasını deliyor. Buraya bir alem koyuyor. Aslında Sinan’dan önce alem yok. Alemi niye koyuyor? Kubbenin ortasındaki delikten yaÄŸmur yaÄŸmasın diye koymuyor. Yani kemerin ortasını ilk defa Sinan deler ve kemerin bu kalınlığını belirli bir geometrik hesapla ve kesin doÄŸru ile hesaplar ve yapar. Sinan Ayasofya’yı onardığında bunu yapmış ve kubbeyi delmiÅŸ. Sinan onarmasaydı Ayasofya kesin yıkılırdı. Ä°spat da ederim bunu.

-Ayasofya’da ne yaptı ki Sinan?

Ayasofya’da, “analemma” denen Romalıların strüktür oluÅŸturmak için buldukları bir sistem vardır. Hoffman tarafından bulunmuÅŸtur. Fakat Hoffman bunun, mimari bir oran olduÄŸunu ileri sürmüÅŸtür. Analemma, mimari bir oran deÄŸil, taşıyıcı sistemin bir deÄŸeridir. Ayasofya’da o orana göre taşıyıcı sistemler oluÅŸturulmuÅŸ, kubbenin kalınlığı ona göre tayin edilmiÅŸ. Bu yanlışı ilk defa Sinan görüyor. Ve onu onarıyor, kubbenin ortasını deliyor. Ayrıca, Ayasofya’da 60 derece ile 45 derece arasında kesit oluÅŸtururken, yani düzenleme yaparken tahta koyuyor, içini boÅŸ bırakıyor. Kubbenin üstünde ağırlık olmaması gerekir diyor. Ayaklar oluÅŸturuyor, pencereler açıyor. Onları nedensiz, niçinsiz açmıyor. Ama yeni onarımlarda bu tahtaları büyük olasılıkla kaldırıp içini doldurdular. Avizeyi çıkarıp yana koydular. Bu, yanlıştır. Çekme getirir. Strüktür bilmeden bir eski eseri onaramazsınız. Yanlış yaparsınız. Ne kadar yanlış yaptıklarını bilmiyoruz. Åžimdi çatlamalar oluyor Ayasofya’da. Ä°ÅŸte bu, Sinan’ın yaptıklarını anlamamanın sonuçları. EÄŸer Sinan’ın metotlarını kullanmazlarsa, bugünkü betonarme ile yapılan binaların hiçbiri depreme dayanmaz.

-Kubbe kalın olsa ne olur, ince olsa ne olur?

Kalın olsa eÄŸme momenti gelir, yani çekmeler oluÅŸur; taşımaz, yıkılır. Bunun minimumda tek doÄŸrusu var. Bu tek doÄŸruyu Sinan bulur ve bulduÄŸu ÅŸeyler, bugün her mühendisin öÄŸrenmesi ve okuması gereken ÅŸeylerdir. Bugünkü ilim, Sinan’ın bulduÄŸu bu tek doÄŸru formu bulamaz. Onun için Sinan’ın bütün eserleri depremde en son yıkılacak eserlerdir. Yani deprem olduÄŸunda herkes Süleymaniye’ye koÅŸacak dersek, doÄŸrudur.

-Sinan’ın sizi ÅŸaşırtan baÅŸka formülleri de var mı?

O kadar çok ki. Sinan’ın yatay koyduÄŸu kiriÅŸler vardır pencerenin üzerinde. Biz buna söve diyoruz. Bu kiriÅŸlerin ortasına parça koymuÅŸtur. Burada öngerilmeli beton hesap sistemi vardır. Ä°lk defa Sinan uygulamıştır. Yine istinat duvarlarını da belirli bir hesapla yapmıştır. Topkapı Sarayı’nda 20 metre yüksekliÄŸinde istinat duvarları var ve 500 yıldır duruyor. Ama ÅŸimdikiler... Sinan baÅŸka bir sabit daha buluyor aslında. Onu bulana kadar çok uÄŸraÅŸtım. Fakat bunu hiç açıklamadım. Çünkü ben anlattıktan sonra buna sahip çıkacak bir sürü insan olacak. Ufacık sorular sorma hakkım olsun diye yaptım.

-Tuzak var yani.

Tabii ben bunu onaylattım belirli ÅŸeyde, böyle sahtekârlık etmesinler diye.

-Peki Sinan’ın 500 yıl önce bu teknolojiyi kullanmasını neye baÄŸlıyorsunuz?

Çok iyi geometri ve trigonometri biliyor. Zannediyorum Sinan’a Süleymaniye’yi yap dediklerinde 7 yıl beklemesinin, kubbeyi çakmamasının nedeni de bu. Süleymaniye’nin kubbesinin matematik hesabını çıkarmaya çalışır. Çünkü bir buluÅŸtur o. Öyle bir hesap yapıyor ki, bunu yaptıktan sonra yeni bir tanesini yapması için hesap yapmasına gerek yok. Ben diyor 100 yıllık eser yapmak istemiyorum, 1000 yıl dayanacak eser yapmak istiyorum. Ä°ddia ediyorum 1000 yıldan fazla yaÅŸayacak Sinan’ın eserleri. Bugün dünyada, aynı malzemelerle bu iÅŸi yapabilecek mühendis, mimar yoktur. Formülünü bilmedikleri için yapamazlar. Betonla yaptıkları da 100 yıldan fazla dayanmaz.

-Sinan ne tür malzeme kullanıyor eserlerinde?

Horasan harcı ve form kullanmıştır. Ä°ki çeÅŸit malzeme kullanmamıştır. Yani tuÄŸla kullanmış, tuÄŸla tozundan kireci karıştırarak harç yapmıştır. TaÅŸ yapıyorsa, taÅŸ tozunu kullanmıştır. Çünkü iki malzemenin zaman içinde çalışımı deÄŸiÅŸkendir. Bugünkü bilimin Ayasofya, Süleymaniye ve Selimiye’nin strüktüründen haberi yok, zaten bu bilim onu çözemez. Ki bunları böyle kafadan atamazsınız. Çünkü bana yarın çok büyük sorular sorarlar.

-Nasıl bir etki yapacağını düÅŸünüyorsunuz?

Bir kere bugünkü mühendisliÄŸin statik sistemi deÄŸiÅŸecektir. Ä°ki, eski eserler onarılırken, mesela Vatikan’ı da onarırken bizi çağıracaklar. Bu bilimi kullanacaklar. Dünyanın herhangi bir yerindeki eski eserlerin onarımı için kesin bu bilime danışmaları lazım. Türkiye’ye gelir getirecektir. Sinan’ın bu bilgilerini öÄŸretecekler ve bugünkü statikteki, yani bir binanın yükleri altında, sistemlerinde oluÅŸan gerilmelerin hesap ÅŸeklindeki matematik yanlışları düzeltme durumundalar, düzeltmeliler. Yoksa hep yanlış olur ve yıkılır binalar.

-Ama gidiÅŸat bu yönde.

Evet. Betonla yapmaya kalkıyorlar. Bu daha kötü. Beton dayanmaz. Betonun ömrü çok az.

-Uyarıyor musunuz ilgili yerleri?

Bu konuda çok konuÅŸtum. Betoncular da seni tehdit etmeye baÅŸlar.

-Başlar mı, başladı mı?

Biraz dışlama var. Neyse. Birçok insanın ekmeÄŸi... Burada siyasi irade lazım. Bu sadece bir kiÅŸinin bağırıp çağırması ile olmaz. Teknik ÅŸartname deÄŸiÅŸecek. Bilim adamlarının kafası deÄŸiÅŸecek.


350 ESERE Ä°MZA ATTI

DoÄŸum tarihi tam bilinmemekle birlikte 1490 tarihinde dünyaya gelen Mimar Sinan 1588'de vefat ettiÄŸinde Osmanlı'nın mimarbaşılık görevini ifa etmekteydi. Osmanlı'nın en güçlü döneminde yaÅŸayan Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde görev yapmış ve geride 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 okul ve darülkurra, 22 türbe, 17 imaret ve 3 darüÅŸÅŸifa, 7 su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 köÅŸk ve saray, 6 ambar ve mahzen, 48 hamam ile birlikte 350'yi aÅŸan eser bırakmıştı. Bunların yanında onarımını yaptığı eserler de vardı. Eserlerinin baÅŸlıcaları ÅŸunlardı: Süleymaniye, Selimiye, Åžehzade (Mehmed), Rüstem PaÅŸa, Mihrimah Sultan, Zal Mahmut PaÅŸa, Sinan PaÅŸa, Mihrimah Sultan, Sokullu Mehmet PaÅŸa, Valide Sultan Külliyeleri. Barbaros Hayrettin PaÅŸa Türbesi, Hayrettin PaÅŸa Hamamı (Çinili Hamam), Rüstem PaÅŸa Medresesi, KırkçeÅŸme Su Yapıları, Haseki Hürrem Sultan (Çifte) Hamamı, Rüstem PaÅŸa Kervansarayı, Büyükçekmece Köprüsü, Sultan Süleyman Kervansarayı, Piyale PaÅŸa Camii, Sultan II. Selim Türbesi. III. Murat KöÅŸkü. Sokullu Mehmet PaÅŸa, Kılıç Ali PaÅŸa ve Åžemsi Ahmet PaÅŸa camileri. Bunların bazıları Sinan'ın neredeyse sıfırdan yapar gibi onardığı eserlerdir.

 Cemal A.Kalyoncu

28.11.2005

 

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°