header image
Matematik Haberleri ArÅŸivi arrow Matematik haberleri arrow Zekanın öteki yakasındaki çocuk
Zekanın öteki yakasındaki çocuk Yazdır E-Posta

Dört yaşında kavramları tartışmaya başladı. Yedi yaşında en merak ettiği konu, güneşteki ilk patlamanın nasıl olduğuydu. Kuantum kuramıyla ilgilendiği dönemde, izafiyet teorisinde aksayan yönler olduğunu savundu. Şimdi 10 yaşında ve büyük patlamanın saniye saniye hayal edilerek canlandırılmış görüntüsünü izlemek istiyor.

"Şimdiki çocuklar bir harika. Adeta büymüş de küçülmüşler." Bu tarihin yazgısı mıdır bilinmez, yüzyıllardır hemen her kuşağın bir sonrakini böyle taltif ettiği aktarılır. "Benim çocuğum seninkinden zeki" yarışı sürerken, bilim adamları da zamanenin ana babalarından daha zeki olduğunu doğruluyor.

 

Ä°letiÅŸim ve teknoloji çağının çocukları, ebeveynlerinden iki üç yaÅŸ daha önde baÅŸlıyor hayata. Gözleri çakmak çakmak bakan, derslerinde baÅŸarılı olan üstün zekalı çocuklar süslüyor ana babaların hayallerini. Ancak gerçek hayat, çoÄŸu zaman düÅŸlere karşılık gelmiyor. Üstün zekalı ya da dâhi bir çocuk sahibi olmak, pembe düÅŸleri kabusa çevirebiliyor. Hele de kendinizi tamamen çaresiz hissediyorsanız...

 

OÄŸlumuz dâhî, ÅŸimdi ne olacak?

Hacer ve Hasan Çetin çifti iki yıldır yaşıyor bu çaresizliÄŸi. Onlar, Mehmet Kutluay'ın annesi ve babası. Åžu anda 10 yaşında olan Kutluay da her çocuk gibi çizgi film izlemeyi, bilgisayar oyunu oynamayı seviyor. Sorumluluk sahibi olmakla birlikte ödev yapmaktan pek hoÅŸlanmıyor. Yaşıtlarıyla arasındaki tek fark, onun dâhi oluÅŸu. Bu durumu iki yıl önce öÄŸrenen Çetin çiftinin hatırında, ilk yıllara dair, anneannesinin, "Çok zeki, ondan bu kadar yaramazlık yapıyor." yorumları ve birkaç anı dışında sıra dışı bir ÅŸey yok: "4 yaşındayken annesinin süt alması için kendisine verdiÄŸi paraya bakıp, ‘AnneciÄŸim bu para bozuk mu, çalışıyor mu?' diye sormuÅŸtu. Kavramları yeni yeni oturturken çok yaÅŸadık böyle örnekleri. Ancak ilk çocuÄŸumuz olduÄŸu için bütün çocuklar böyledir diye düÅŸünüyorduk."

Okul öncesinde verilen eÄŸitimin, çocukları okul düzeyinde olumsuz etkilediÄŸini bilen öÄŸretmen anne-baba bu nedenle Kutluay'a ders vermekten kaçınır. 6 yaşında ilkokula baÅŸlar Kutluay. Kısa bir süre sonra da hiç beklemedikleri kadar problem baÅŸ gösterir. ÖÄŸretmeni, arkadaÅŸlarıyla uyumsuz olduÄŸunu söyleyerek Kutluay'ı kontrol edememekten yakınır sık sık. Etraftan zeki bir çocuk olduÄŸu yönünde yorumlar gelmeye devam etmektedir; ancak onlar yaÅŸadıklarını hayra yormazlar. "Okulda hiç arkadaşı yoktu, hep yalnız dolaşıyordu. Sınıftaki çocuklarla çok fazla problem yaşıyordu. Geceleri ‘arkadaÅŸlarım neden beni sevmiyor' diye aÄŸlıyordu." ÅŸeklinde anlatıyor Hasan Bey.

"2. sınıfa gidiyordu sanırım. Bir gün yanıma gelip, "Baba, GüneÅŸ ışınlarını art arda yaÅŸanan tetiklemelerle meydana getiriyor deÄŸil mi?" diye sordu. "Evet" dedim. "Bir patlama diÄŸer patlamayı tetikliyor deÄŸil mi?" diye ekledi. "Evet" oÄŸlum dedim. Her zaman yaptığı gibi aÅŸama aÅŸama gidiyordu ve devam etti: "Peki ilk patlama nasıl olmuÅŸ babacığım?" Bilmiyorum, diye cevap verdim. Çok öfkelendi. Bir öÄŸretmenin onun sorularının cevabını bilmeyiÅŸini anlayamıyordu.

Kutluay'ın okul ortamında yaÅŸadığı sorunlar zaman geçtikçe artar. Üçüncü sınıfa devam ederken problemin sebebini anlamak için Rehberlik AraÅŸtırma Merkezi'ne giderler: "Sorunların nedeni belirlendikten sonra nasıl davranmamız gerektiÄŸine karar verecektik. Merkezde Kutluay'a bazı testler yapan uzmanlar, odadan çıktıklarında hiç beklemediÄŸimiz bir ÅŸey söylediler bize: ‘ÇocuÄŸunuz bir dâhi. Mutlaka özel eÄŸitim alması gerekiyor.' Yapılan diÄŸer testler de bu sonucu doÄŸruladı. DehÅŸete düÅŸmüÅŸtük."

Sorunları giderecek çare ararken karşılaÅŸtıkları bu gerçek, sarsar Çetin çiftini. Kutluay'ın problemlerinin nedeni zeka seviyesidir ve onun durumundaki bir çocuÄŸun psikolojik desteÄŸin dışında bilimsel açıdan zenginleÅŸtirilmiÅŸ bir eÄŸitim alması gerekmektedir. Sonuç, onlardan baÅŸka herkesi sevindirir. Ne yapacaklarını, nereye gideceklerini bilememenin çaresizliÄŸi içinde Kaymakamlık, Ä°l Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü gibi yerlerin dışında Amerika ve Kanada Konsolosluklarına da baÅŸvururlar. Birçok yere e-mail gönderirler. Alınan cevap genellikle aynıdır: "ÇocuÄŸunuz çok küçük. Üniversite seviyesine geldiÄŸinde görüÅŸelim."

Oyunlara bile eleÅŸtirel yaklaÅŸan bir çocuk

Dostları aracılığıyla tanıştıkları bilim adamları ve bürokratların kiÅŸisel gayretleri sonucu Kutluay, 4. sınıfı Ankara yakınlarında bir kolejde burslu olarak okumaya baÅŸlar. Kısa bir süre sonra da baÅŸvurularına Kanada'dan olumlu cevap gelir. Venthower Üniversitesi Kutluay'a eÄŸitim vermeyi kabul etmiÅŸtir. Ancak babası küçük yaÅŸta yurtdışında eÄŸitim almanın Kutluay üzerinde olumsuz etkiler bırakabileceÄŸinden endiÅŸe etmektedir. Millî ve manevî deÄŸerleri iyice kavramadan yurt dışına çıkmasını doÄŸru bulmaz. Kutluay da gitmek istemediÄŸini söyleyince Türkiye'de kalma kararı alırlar.

Yeni okulunda da problemler devam eder. Kutluay okul ortamına uyum saÄŸlayamaz. ArkadaÅŸları, onu aralarına kabul etmez. Bir kez daha okul deÄŸiÅŸikliÄŸi gündeme gelir ve Kutluay, Polatlı Samanyolu Koleji'ne geçer. "Önceleri burada da sorun yaÅŸadık ama ÅŸu anda durumu oldukça iyi. ArkadaÅŸ edinmeye baÅŸladı. Artık asosyal deÄŸil. Bir iki arkadaşı var. Bu hem bizi hem onu çok mutlu ediyor." diyen Hasan Bey'e göre eskisi kadar uyum problemi yaÅŸamamasının en önemli nedeni, kendini törpülemiÅŸ olması. Kutluay oyunlara bile eleÅŸtirel yaklaşıyor. Futbolun yıllardır hep aynı kurallarla oynanmasına bir anlam veremiyor. ArkadaÅŸlarıyla iletiÅŸim kurabilmek için futbolla ilgilenmeye çalışsa da matematiÄŸi, astronomiyi futboldan çok seviyor. Kütle çekim kuvvetiyle, kuantum fiziÄŸiyle ilgileniyor. Evrenin oluÅŸumunu, derbi maçının sonucundan daha çok merak ediyor.

Kutluay, durum kendisine izah edilene kadar arkadaÅŸlarıyla ve çevresiyle uyumsuz oluÅŸunu kendisindeki bir eksikliÄŸe baÄŸlar ve bu duruma çok üzülür. Rahatlaması için yapılan, "Sen onlardan farklısın. Daha zeki bir çocuksun. Sorunların temelinde bu var." açıklamasından ise hiç hoÅŸlanmaz. ArkadaÅŸlarıyla uyum içinde olmak onun için her ÅŸeyden önemlidir. Zaman zaman gördüÄŸü yoÄŸun ilgiden çok hoÅŸlansa da yaÅŸadığı yalnızlık onu incitir ve bu kırgınlığını, "KeÅŸke bu kadar zeki olmasaydım. Belki o zaman arkadaşım olurdu." diye aktarır.

Merakını tatmin etmesi için ellerinden geleni yapan anne ve babasının bu çabası, Kutluay için yeterli olmuyor. Hasan Bey, Kutluay karşısında düÅŸtükleri çaresizliÄŸi ÅŸakayla karışık, "BaÅŸlangıçta sorularının cevapsız kalmasına çok sert tepki veriyor, ‘Nasıl bilmezsiniz bunları?' diye öfkeleniyordu. Zamanla bilgisizliÄŸimizi mazur görmeye baÅŸladı." diye anlatıyor: "Çok sık görüÅŸemese de sorularını ilettiÄŸi birkaç bilim adamı var. Ancak aldığı bir cevap onlarca yeni soruyu beraberinde getiriyor. Biz bu duruma alışmaya baÅŸladık. Çok zorlandığımız durumlarda, savunma mekanizmasını harekete geçiriyor, yeter oÄŸlum, dur biraz diyoruz. Maalesef onun öyle bir mekanizması yok. Bu nedenle bizden çok, o yıpranıyor."

Çetin çifti, resmi makamların ilgisizliÄŸine anlam veremiyor. Kutluay'ın Milli EÄŸitim Bakanlığı ya da TÜBÄ°TAK'ta kaydı olup olmadığı bilinmiyor. "Bizim çocuÄŸumuz bir milli servet. Bir yerde deÄŸerli bir maden bulunması herkes tarafından heyecanla karşılanırken Kutluay ve onun durumundaki insanlar magazin malzemesi yapılıyor. Biliyoruz ki, Kutluay projelerini bu insanlara sunduÄŸunda gülümseyerek aferin deyip geçecekler. Anlamadıkları halde küçümseyecekler onu. Bu nedenle karşımızdaki insanların samimiyetine kanaat getirmedikçe oÄŸlumuza yaklaÅŸmalarına izin veremeyiz."

Dengini bulmak için tüm çağı taramak gerek

Üstün zekalı olmanın zihinsel engelli olmaktan çok farklı olmadığını ifade eden Gazi Üniversitesi EÄŸitim Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. AyÅŸegül Ataman, iki konumu aynanın iki yüzüne benzetiyor. 36 yıldır üstün zekalı çocuklar konusunda çalışan Ataman'a göre özel eÄŸitim alanının en çok ihmal edilen kesimi, üstün yetenekli ve üstün zekalı çocuklar. Bu çocukların aileleri de en az zihinsel yetersizliÄŸi olan çocukların aileleri kadar sorun yaşıyor.

Zihinsel engelli çocuk toplum dışına itilirken, üstün zekalı çocuk toplumu dışlıyor. Her iki grubun da özel eÄŸitime muhtaç olduÄŸunu dile getiren Ataman, Türkiye'de üstün zekalı ve üstün yetenekli çocukların en fazla gadre uÄŸrayan kesim olduÄŸunu ifade ediyor. "EÄŸer bu çocuklar, yetenekleri doÄŸrultusunda eÄŸitilmezse körelebilirler. Bu durumda medeniyetin elinden Edison'u ya da Einstein'i almış gibi olursunuz. Çünkü ne keÅŸfedeceklerini bilmiyoruz. Ya da yeteneklerini denetleyemediÄŸimiz alanlarda kullanarak aklımıza gelmeyecek uÄŸraÅŸlarla kendilerini tatmin etme yoluna gidebilirler."

Kutluay seviyesinde bir çocuÄŸa rastlayabilmek için tüm çaÄŸ nüfusunu taramak gerekebileceÄŸini söyleyen Ataman, Kutluay'ın yaşıtlarıyla bir arada eÄŸitim görmesinin önemine dikkat çekiyor. "Türkiye'de Kutluay gibi çocuklara uygulanacak özel bir program yok. Üstün yetenekli ve deha düzeyinde çocuklar normal eÄŸitim kurumlarında eÄŸitim almak durumundalar. Bu, topluma uyum saÄŸlamaları açısından da önemli. Ayrıca zeka alanları doÄŸrultusunda eÄŸitim almaları gerekiyor." Zekânın genetik boyutunun da bulunduÄŸunu söyleyen Ataman'a göre ailede üstün zekalı bir çocuk varsa ona yakın düzeyde ikinci bir çocuÄŸun olma ihtimali çok yüksek. Bu nedenle Kutluay'ın 6 yaşındaki kardeÅŸi Meliha'nın da üstün zekalı olması ihtimali var.

"Bir çocuk için olaÄŸanüstü"

Kutluay ilgi duyduÄŸu konular hakkında sınırlı bilgiye sahip olsada çeÅŸitli çıkarımlar yapabiliyor. Einstein'in E=m.c2 ÅŸeklinde formülize ettiÄŸi izafiyet teorisini eleÅŸtiren Kutluay'ın çıkarımlarını deÄŸerlendiren Ä°stanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Åžakir KocabaÅŸ, deÄŸerlendirmenin 10 yaşında bir çocuk için olaÄŸanüstü olduÄŸunu ifade ediyor. Sistemli bir ÅŸekilde bilimsel çalışma yapabilmek için Mantık, matematik ve dil felsefesi bilmenin zorunlu olduÄŸunu belirten KocabaÅŸ'a göre çeÅŸitli tutarsızlıklar ve çeliÅŸkiler içerse de 10 yaşında bir çocuktan beklemeyecek bir çıkarımla karşı karşıyayız.

ESKÄ°DEN ENDERUN VARDI

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Dr. Mustafa Helvacı, dünyanın birçok ülkesinde üstün zekalı çocuklar için geliÅŸtirilmiÅŸ eÄŸitim programları olduÄŸunu söylüyor. Helvacı'nın oÄŸlu, Amerika'da üstün zekalı çocuklara eÄŸitim veren bir okula devam ediyor. Türkiye'de, bu çocuklar için uygulanacak özel programlar, elit bir sınıf oluÅŸturmanın ilk basamağı kimilerine göre. Bu nedenle günümüzde üstün zekalı çocukların kendileri için hazırlanmış okul ve sınıflarda eÄŸitim görmeleri tartışılıyor. Oysa Türkiye, yerli ve yabancı birçok bilim adamı tarafından üstün zekalıların eÄŸitimine Enderun ile öncülük etmiÅŸ bir ülke olarak kabul ediliyor. Osmanlı döneminin en baÅŸarılı eÄŸitim kurumu kabul edilen ve Devlet-i Aliye'nin asırlarca hüküm fermâ olmasının en önemli nedenleri arasında gösterilen Enderun Mektebi, yeteneklere göre eÄŸitim verilen kurumların başında geliyor. Bir dönem uygulanan ve Ä°dil Biret, Suna Kan gibi sanatçıların yurtdışında okuması için çıkarılan ‘harika çocuk yasası' ise suiistimal edildiÄŸi gerekçesiyle yürürlükten kaldırıldığı için artık uygulanmıyor.

 AyÅŸe Adlı

29.11.2004

 

 

 

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°