mm arrow EÄŸitim makaleleri arrow Türkiye'de öğretmenliÄŸin meslekleÅŸmesi
Türkiye'de öğretmenliÄŸin meslekleÅŸmesi Yazdır E-Posta

    Türkiye'de öÄŸretmenliÄŸin ayrı ve kendine özgü bir meslek olarak düÅŸünülmesi ve bu meslekten olanların ayrı bir programla yetiÅŸtirilmesinin gerekli görülmesine iliÅŸkin ilk somut gösterge 15. yüzyılın ikinci yarısında Fatih Sultan Mehmet'in kurduÄŸu-kurdurduÄŸu Eyüp ve Ayasofya medreselerinde o dönemin ilkokulları olan sıbyan mekteplerine öÄŸretmen yetiÅŸtirilmek için ayrı bir program öngörülmesi ve uygulanmasıdır.Programda Adab-ı Mubahase ve Usul-i Tedris ( Tartışma kuralları ve öÄŸretim yöntemi ) adlı bir derse yer verilmesi Türk ve Dünya eÄŸitim tarihinde çok önemli bir buluÅŸ ve yeniliktir.

Bunun yanısıra programda Matematik, Tarih-CoÄŸrafya, Edebiyat, Mantık vb. derslerin yer alması öÄŸretmenlik mesleÄŸinin yeni niteliÄŸini gösterir. Ä°lk kez ilkokul öÄŸretmenliÄŸine iliÅŸkin ayrı ve özgün bir model öngören ve öÄŸretmenlik mesleÄŸinin gereklerine uygun ilk programı yapan ve uygulatan kiÅŸi olarak Fatih, bu giriÅŸimiyle öÄŸretmenliÄŸi çaÄŸdaÅŸ anlamda meslekleÅŸtirme bakımından gerçekten öncü ve seçkin bir yere sahiptir. Fatih'in bu öncü ve yenilikçi giriÅŸiminin kendisinden sonra süreklilik kazanmamış olması Türk ve Dünya eÄŸitimi için çok önemli bir kayıp ve çok önemli bir talihsizlik olmuÅŸtur

     Türkiye'de öÄŸretmenliÄŸin ayrı ve kendine özgü bir meslek olarak düÅŸünülmesi ve bu meslekten olanların ayrı bir okulda yetiÅŸtirilmesinin gerekli görülmesine iliÅŸkin ilk somut gösterge ise Sultan Abdülmecit döneminde 16 mart 1848'de Darülmuallimin ( Erkek ÖÄŸretmen Okulu'nun ) açılmasıdır. Bu okulun açılmasında yeni ortaöÄŸretim kurumları olarak RüÅŸtiye adıyla yeni tip okulların açılması ve bu okullarda yeni tip öÄŸretmene gereksinim duyulması etkin ve belirleyici olmuÅŸtur.

Programın ilk dersi Usul-i Tedris'tir. ( ÖÄŸretim Yöntemi'dir.) Yalnızca öÄŸretmen yetiÅŸtiren bir okulun açılması ve bu okulun bir öÄŸretmenlik meslek okulu olarak görülmesi öÄŸretmenlik mesleÄŸine iliÅŸkin yeni bir anlayışın oluÅŸmasına yol açmıştır. Bu okul açılıp ilk mezunlarını vermeye baÅŸladıktan sonra da çeÅŸitli kaynaklardan mesleÄŸe yapılan atamalarla öÄŸretmenlik neredeyse okur-yazar herkese açık bir meslek olma özelliÄŸini önemli ölçüde koruyor idiysede öÄŸretmen atamalarında öÄŸretmen okulunu bitirenlere öncelik hakkı doÄŸmuÅŸtur. Bu öncelik hakkı Türkiye'de öÄŸretmenliÄŸin meslekleÅŸmesinde Fatih'ten yaklaşık 320 yıl sonra çok önemli bir adım oluÅŸturmuÅŸ ve ilk hukuksal düzenleme niteliÄŸi taşımıştır.

    Fatih'in ortaya koyduÄŸu ilkokul öÄŸretmenliÄŸi modeli ile ondan yaklaşık 300 yıl sonra Abdülmecit döneminin ortaya koyduÄŸu ortaokul öÄŸretmenliÄŸi modeli birlikte ele alınırsa günümüzdeki sekiz yıllık ilköÄŸretim okulu için kimilerince düÅŸünülmeye baÅŸlanan Ä°lköÄŸretim öÄŸretmenliÄŸi modelinin ilk öncü çekirdeÄŸini oluÅŸturur.

   Türkiye'de öÄŸretmenlik mesleÄŸinin saygınlığı ve bu mesleÄŸi öÄŸrenip yürütenlerin atanma görevlendirilme ve yükselme biçimleri 01 Eylül 1869'da yürürlüÄŸe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde (Genel EÄŸitim TüzüÄŸünde) baÅŸlıca konulardan biri olarak yer almıştır. ÖÄŸretmen alımında ve atamalarında öÄŸretmen okulu çıkışlılara "hakk-ı rüçhan" ("öncelik hakkı") tanınmıştır. Bu bakımdan Tüzük ülkemizde öÄŸretmenlik mesleÄŸinin evriminde yeni bir dönüm noktası oluÅŸturur.

   Darülmuallimin-i RüÅŸdi'den (1848) sonra Darülmuallimin-i Sıbyan (1870) Darülmuallimin-i Ä°dadi (1877) ve Darülmuallimin_i Ali'nin (1891) açılmasıyla Türkiye'de öÄŸretmenlik orta öÄŸretimin ilk basamağından sonra ilköÄŸretim basamağı ile ortaöÄŸretimin ikinci basamağında da çaÄŸdaÅŸ anlamda meslekleÅŸme sürecine girmiÅŸtir. Bu süreçte genellikle
Darülmuallimin-i RüÅŸdi ilkin Darülmuallimin-i Sıbyan'ın ve ardından diÄŸerlerinin öncüsü olarak kabul edilir. Oysa tarihsel gerçek bundan biraz farklı olsa gerektir. Darülmuallimin-i Sıbyan'ın açılışından yaklaşık 320 yıl önce Fatih'in oluÅŸturup kurduÄŸu medresede uygulattığı "Sıbyan Okulu ÖÄŸretmenliÄŸi Programı"nı bu okulun gerçek anlamda ilk öncüsü olarak kabul etmek gerçeÄŸe daha uygun düÅŸer.

   1892'de ilkokullar için çıkarılan bir Talimat'ta (yönerge'de) ilkokul öÄŸretmenliÄŸine atanacaklarda "Darülmuallimin-i Ä°ptidai'den diploma almış olma yada bir sınav sonunda yeterliliklerini kanıtlamış olma" ve "iyi ahlaklı olma" koÅŸulları öngörülmüÅŸtür.(Akyüz 1993,1997). Bu koÅŸullar Türkiye'de öÄŸretmenliÄŸin meslekleÅŸmesine iliÅŸkin olarak 1869 TüzüÄŸü'nde öngörülenlerden daha ileri hukuksalh düzenlemeler niteliÄŸi taşımaktadır.

   1898-1899 tarihli Maarif Salnamesinde " eÄŸitim hizmetlerinde asıl olan öÄŸretmenliktir" anlamına gelen bir hüküm yer almıştır. (Akyüz 1993,218). Bu hüküm daha sonra Cumhuriyet döneminde 1926'da bir yasa maddesi olarak belirlenen yukarıdaki ilkenin öncüsü olmaktadır.

   1900-1901 tarihli Salname-i Nezaret-i Umumiye'de yer alan muallimlikkte Meslek-i Ä°htisas Tesisine Dair Talimat'ın birinci maddesinde " öÄŸretmenlik mesleÄŸine giriÅŸ" için konulan ÅŸartlar sıralanmıştır. BaÅŸka bir maddesinde ise "öÄŸretmenlik mesleÄŸine giriÅŸ hakkı yalnızca Darülmuallimin mezunlarına aittir denilmiÅŸtir. Talimat öÄŸretmenliÄŸin meslekleÅŸmesinde çok önemli bir aÅŸama oluÅŸturur. (Akyüz 1993,217-218)

   Türkiye'de eÄŸitim ve öÄŸretime iliÅŸkin olarak Tanzimattan önceki bazı dönemlerde bazı kitaplar yazılmış-yayınlanmış ve Tanzimattan sonra giderek çoÄŸalmış olmakla birlikte öÄŸretmenlik mesleÄŸine iliÅŸkin ilk önemli ve kapsamlı yayınlar tartışmalar ve öneriler on yıl süren II.MeÅŸrutiyet Döneminde (1908-1918) yapılmıştır.

   Bu arada Darülmuallimat içinde 1913'te Ana Muallime Sınıfı (Ana ÖÄŸretmen Sınıfı) 1914 Ana Muallime Mektebi (Ana ÖÄŸretmen Okulu) açılmıştır. Bu sınıfın ve okulun açılması ve ilk mezunlarını vermesiyle birlikte öÄŸretmenlik mesleÄŸinin ilköÄŸretim öncesi (okulöncesi), ilköÄŸretim ve OrtaöÄŸretim basamaklarına göre türleÅŸme süreci tamamlanmıştır.

   Türkiye'de eÄŸitimin-öÄŸretimin bir bilim olarak ortaya çıkması ve geliÅŸmesiyle birlikte öÄŸretmenlik meslek bilgisinin önem kazanmaya baÅŸlaması, öÄŸretmenlik için bireylerin özel bilgi ve becerilere sahip olması gerekliliÄŸinin ortaya konulması ve bu gereÄŸin giderek daha iyi anlaşılması öÄŸretmenliÄŸin meslekleÅŸmesinde etkili ve belirleyici olmuÅŸtur.

   Ulusal KurtuluÅŸ Savaşı (1919-1922) ve TBMM Hükümetleri (1920-1923) Dönemi'nde öÄŸretmenlik mesleÄŸi daha çok önem kazanmış ve öne çıkmıştır.Bu dönemde öÄŸretmenlik mesleÄŸi ulusal kültür, ulusal dayanışma, ulusal birlik-bütünlük, ulusal kurtuluÅŸ, ulusal bağımsızlık ve ulusal özgürlük ile ulusal eÄŸitim kavram ve uygulamaları üzerinde odaklanmıştır. 1921 Maarif Kongresi'nde Mustafa Kemal'in açış konuÅŸmasında "ulusal eÄŸitim"i açıklaması, "Türkiye'nin ulusal eÄŸitimini kurmasını istemesi ve öÄŸretmenleri" gelecekteki kurtuluÅŸumuzun saygıdeÄŸer öncüleri olarak tanımlaması yeni Türkiye Devleti'nde öÄŸretmenlik mesleÄŸine yeni bakışın yeni görevler veya yeni iÅŸlevler yükleyiÅŸin yeni temelini oluÅŸturmuÅŸtur.

   Cumhuriyet devrimiyle birlikte Türkiye'de öÄŸretmenlik mesleÄŸi yeniden yapılanmış ve çaÄŸdaÅŸ, ulusal ve evrensel boyutlu bir geliÅŸim sürecine girmiÅŸtir. Cumhuriyet döneminde (1923'ten günümüze) öÄŸretmenliÄŸin meslekleÅŸme sürecinin hız ve yoÄŸunluk yaygınlık ve etkinlik kazanmasında 1924'te çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu (ÖÄŸretimi BirleÅŸtirme Yasası) ile 439 sayılı Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu belirleyici olmuÅŸtur. Bu iki yasadan ilki öÄŸretmenlik mesleÄŸine yeni ve çaÄŸdaÅŸ bir temel, ikincisi ise yasal bir tanım ve dayanak getirmiÅŸtir.

   Bu yeni yasal temele dayalı olarak yapılan deÄŸerlendirmeler sonunda Osmanlı döneminden devralınan Darülmualliminler ve Darülmuallimatların Ä°lk ÖÄŸretmen Okulu, Orta ÖÄŸretmen Okulu ve Yüksek ÖÄŸretmen Okulu olarak yeniden yapılandırılması (1924) ile Musiki Muallim Mektebi (1924), Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü (1926, 1929), Köy Muallim Mektebi (1927) Kız Meslek(Teknik Yüksek) ÖÄŸretmen Okulu (1934,1947), Ana ÖÄŸretmen Okulu (1927) Köy ÖÄŸretmen Okulu (1936), Erkek Meslek (Teknik Yüksek) ÖÄŸretmen Okulu (1937,1947) Köy Enstitüsü (1940), HasanoÄŸlan Yüksek Köy Enstitüsü (1942), Necati Terbiye Enstitüsü ve Orta ÖÄŸretmen okulu(1944).EÄŸitim Enstitüleri (1946). Ticaret ve Turizm Yüksek ÖÄŸretmen Okulu (1955, 1965). Yüksek Ä°slam Enstitüleri (1959). Kız Sanat Yüksek ÖÄŸretmen Okulu (1962). Erkek Sanat Yüksek ÖÄŸretmen Okulu (1962.). EÄŸitim Bilimleri Fakültesi(1965). Ä°ki Yıllık EÄŸitim Enstitüleri(1974). Endüstriyel Sanatlar Yüksek Okulu (1975). Dört Yıllık EÄŸitim Enstitüleri(1978). Yüksek ÖÄŸretmen Okulları ( 1980). (Genel) EÄŸitim- Mesleki EÄŸitim-Teknik EÄŸitim Fakülteleri (1982) ve EÄŸitim Bilimleri Enstitülerinin (1994, 1997) kurulması ÖÄŸretmenlik mesleÄŸini saÄŸlamlaÅŸtırmış, güçlendirmiÅŸ, çeÅŸitlendirmiÅŸ ve mesleksel etkinlik alanını geniÅŸletmiÅŸtir.

 

Prof. Dr. Ali UÇAN
Gazi Üniversitesi, Gazi EÄŸitim Fak. ÖÄŸretim Üyes
i

Kaynak: ÖÄŸretmen.info  

<Önceki   Sonraki>
MATEMATİKÇİ PULU
HÄ°PERBOLÄ°K UZAY
FOTO MATEMATÄ°K
C.Sequin Galeri
MATEMATİK AFİŞİ
G.W.Hart galeri
KARÄ°KATÃœR
M.C.Escher galeri
MATEMATÄ°K KÄ°TABI
MATEMATÄ°K FÄ°LMÄ°